İSTANBUL`DA BİR KEZ DAHA "FİLMEKİMİ" 8-14 EKİM 2004
İKSV tarafından, Axess’in katkılarıyla düzenlenen ve yılın ses getiren en parlak filmlerini izleyiciyle buluşturan Sonbahar Film Haftası “filmekimi”, 8-14 Ekim tarihlerinde Emek Sineması’nda…
Beyoğlu Emek Sineması’nda 7 gün boyunca, 20 filmin gösterileceği filmekimi’nin programında, geçtiğimiz yılın en çok ses getiren filmlerinden bazıları, bu yıl Cannes ve Berlin gibi önemli film festivallerinde gösterilen 2004 yapımı filmlerden seçmeler ve önümüzdeki günlerde Türkiye’de vizyona çıkacak bazı ilginç filmlerin ilk gösterimleri yer alıyor.
SAMURAYIN ONURU (TASOGARE SEIBEI)
9 Ekim Cumartesi Saat 16:00
14 Ekim Perşembe Saat 16:00
2002 Japonya Hochi Sinema Ödülleri: En İyi Film; En İyi Kadın Oyuncu (Rie Miyazawa), 2002 Japonya Kinema Junpo Ödülleri: En İyi Film; En İyi Yönetmen; En İyi Erkek Oyuncu (Hiroyuki Sanada); En İyi Kadın Oyuncu (Rie Miyazawa); En İyi Senaryo, 2003 Japonya Japon Akademi Ödülleri: En İyi Film; En İyi Yönetmen; En İyi Erkek Oyuncu (Hiroyuki Sanada); En İyi Kadın Oyuncu (Rie Miyazawa); En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Nenji Kobayashi); En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Keiko Kishi) ; En İyi Senaryo; En İyi Görüntü; En İyi Kurgu; En İyi Sanat Yönetimi; En İyi Film Müziği; En İyi Işık; En İyi Ses
2003 Japonya Mavi Kurdele Ödülleri: En İyi Film; En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Rie Miyazawa), 2003 Hawaii En İyi Film, 2004 Udine Uzak Doğu Filmleri Festivali: İzleyici Ödülü
2004 Hong Kong Sinema Ödülleri: En İyi Asya Filmi
Yönetmen: Yoji Yamada
Oyuncular: Hiroyuki Sanada, Rie Miyazawa, Keiko Kishi
Japonya, 2002
35 mm. / Renkli / 129’
Japonca; Türkçe altyazılı
Samuray sisteminin sarsıldığı 1860’ların sonunda, Japonya`da, düşük rütbeli yoksul bir samuraydan isyankâr bir savaşçıyı öldürmesi istenir. Bu görevi reddetmenin cezasının törelere göre ölüm olduğunu bilmektedir... 19. yüzyılın sonlarına doğru, katı kurallarla yönetilen samuray sistemi, son yıllarını sürmektedir. Iguchi Seibei bu sistemin işlediği son feodal köylerden birinde, aşiretinin muhasebeciliğini yürüten, düşük rütbeli bir samuraydır. Yaşlı ve hasta annesi ve iki kızına bakmak zorunda olduğundan, günbatımından hemen sonra evine döndüğü ve diğer samuraylar gibi içmeye gitmediği için ona biraz alayla, "alacakaranlık samurayı" lâkabı takılmıştır. Herkesin aşağıladığı, kendine hiç güvenmeyen, fakirlik içinde yaşayan, kadınlara özgü görülen işleri yapan, kimsenin sevip saygı göstermediği, kılıcını bile cüzi bir para için emanetçiye vermek zorunda kalan bir samuraydır o. Çocukluk arkadaşı güzel Tomoe`nin yüksek rütbeli eski kocasını bambudan bir kılıçla yenince, diğer samuraylar ve aşiret reisi bir yana, Tomoe`nin de gözüne girer. Seibei, tam bu yoksulluk ve eziklik döngüsünü belki kırabileceğini düşündüğünde, üstleri ondan aşirete karşı gelen tehlikeli ve güçlü bir samurayı öldürmesini ister. Onurunu kurtarmasının tek yolu, bu tehlikeli görevi üstlenmesidir, ama yaşlı annesini, kızlarını ve çocukluk aşkını geride bırakmak buna değecek midir?.. Pastel tonların ustalıklı kullanılışı ve karakterlerin derinlemesine işlenişiyle Kurosawa`nın "Yedi Samuray"ıyla karşılaştırılan "Samurayın Onuru", geçen yıl Japonya`nın Oscar adayıydı. Birçok eleştirmenden tam puan almayı başaran, geleceğin klasiklerinden biri olmaya aday bu başyapıt, samurayların yaşam tarzını, alışkın olduğumuz samuray filmlerinkinden çok farklı bir bakış açısıyla yansıtırken, bir samurayın da duygusal, hattâ sıradan biri olabileceğini gösteriyor.