GÜNAYDIN ANNE
İki kız kardeş, hiçliğin ortasındaki koca bir çiftlikte annelerinin sevgisini kazanmak için birbirleriyle gizli bir mücadeleye girerler. Aile, kız kardeşin talihsiz bir kaza sonucu bataklığa saplandığı gün geri dönüşü olmayacak şekilde sarsılır.
KABUK
Leyla(28), erkek şiddetine maruz kalmış ve kendisini bir süredir evine kapatmış genç bir ressamdır. Yüzündeki yaralar iyileşmeye yüz tutmuştur ancak Leyla, yaşadığı travmanın etkilerinden kurtulamamış, kendini hayattan soyutlamıştır. Mutlu olduğu zamanları kendisine hatırlatan ve bu yüzden artık görmeye tahammül edemediği otoportresini çöpe atması, beklenmedik bir dizi olayın gelişmesine neden olur. Leyla, gerçeğiyle yüzleşmek ve bir seçim yapmak durumunda kalır.
KAFAMDAKİ POLİS
Eyüp, taksisine Kerim ve Sait'in binmesiyle kendisini beklenmedik bir suç yolculuğunun direksiyonunda bulur. Kerim, silahını saklamayacak ve eşini öldüreceğini söyleyecek kadar ciddi ve müdanasız bir adamdır. Sait de bu konuda amcasını destekler. Eyüp'e parasını peşin ödeyip, kendilerini adrese götürmekten başka bir sorumluluğu olmadığını hatırlatırlar. Bu yolculuğun amacını bilen Eyüp, sessiz kalarak kendi güvenliğini sağlamak ile hiç tanımadığı bir kadını kurtarma ihtimali arasında sıkışır.
RÜYADA OLDUĞUNU FARK EDİYOR İNSAN
Veysel, hayatı boyunca hiç uyumamıştır. Bu yeteneğini bir eksiklik olarak görmektedir. Dolayısıyla da herkesten bu durumunu saklamaktadır. Geceleri kalan boş vakitlerini değerlendirmek için lüks bir otelde çalışmaktadır. Bir gece, otelde konaklayan müşterilerden biri Veysel’in bu durumunu fark eder ve aralarında bir sohbet başlar.
RACI
Bu dünyanın insanları bir mum ışığının önünde duran üç kelebek gibidir. İlki ateşe yaklaşır ve der ki: “Ben aşkı biliyorum.” İkincisi kanatlarıyla aleve biraz dokunur ve şöyle der: “Ben aşk ateşinin nasıl yandığını biliyorum.” Üçüncü ise kendisini alevin tam kalbine atar. Ve alevler tarafından tüketildiğinde, gerçek aşkın ne olduğunu tek bilen odur.