Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü Dans Müzik Gösterisi

Tarihler: 30 Mart 2017 Perşembe ~ 09 Mayıs 2017 Salı

Yer: Boğaziçi Üniversitesi Ayhan Şahenk Salonu

Adres: Hisar Üstü Nispetiye Cad. Şişli İstanbul

Paylaş:

Yorumlar:

istanbul.net.tr Mar 30, 2017 ~ May 9, 2017

Develer tellal pireler berber iken, fareler eski hamam içinde cirit oynar iken... Horoz olmuş imam, imam olmuş muallim, âlim olmuş âvâre, âvâre ki ne âvâre…Âvâre gitmiş evine. Vermişler beşiği eline. Başlamış tıngır mıngır sallamaya. Gezsem de mi bilsem okusam da mı bilsem diye lafı döndüre dursun:

“Beşik devrildi yerinde. İmam kaptı maşayı. Damat kaptı meşeyi. Döndürdüler dört köşeyi. Vay ne köşe bu köşe. Dil dolanmadan ağız varmaz bu işe. Dar attım kendimi dışa. Kaç kaçmaz mısın… Vardım bir pazara limon satmaya. Bir tarafta demirciler demir dövüyor denk ile… Bir tarafta efendiler cenk ediyor şevk ile… Yakaladılar beni attılar tımarhaneye delidir diye. Babamdan haber geldi 'Onun huyudur.' diye. Bereket inandılar, tutup beni saldılar. Ne maval, ne martaval… Neyse uzatmayalım, masala başlayalım...

Yolda buldum bir fener. Fener ki bir o yana bir bu yana düşer. Ârifin elinde pişer. İsteyince diyarları aşar. Beşerdir arada bir şaşar. Ârifin feneri beşerin gözünü, evvelden âhire, Kaf Dağı'ndan Babil'e türlü âlemlere açar.  Zaman zaman içinde, yüzün suya dönünce… Gördüler öte yakada virane tahta bir kapı. Ama yok ki bahtın kapısı! Bir yanda zillerin maşası, bir yanda nargilenin dumanlı tasası… Kattı tozu dumana fırtına fistanı. Voltada düşürdü zeytinden tesbihi. Saçıldı bin köşeye herdem yeşil yaprağı.

Yaprak süzüldü yola. Vay yaprağın başına! ‘Bu yol bitende ben solar kururum’ demeye kalmadı bir de ne görsün? Yeşiliyle alıyla bir turna! Yüzü insan, gözü ahu.  Zaman zaman içinde, turna kanadı vuranda… Susuz çöller aşanda... De gel sabreyle sabreyle… Susuzla sabırsız ne yapsın? Toplaştılar ıssızda. Ayin-i cemin bülbülüyle daldılar sohbete söze. Akıtınca derdi saza, kalır mı dertle tasa? Son bir ses düşer usa. Kalınca bu han zalime…

Hanın kapısı açıldı. Al şalı düştü, dilin bağı çözüldü. Ah! etti bir bülbül, gülün demi vakitti. Gül güldü düşünde, düşünce düşü dilllere… Zaman zaman içinde, bahar hatra düşünce… Çayır çimen geçerek, lale sümbül biçerek, soğuk sular içerek, düştü testiye bir tırtıl. Ben diyeyim şu ağaçtan, siz deyin şu yamaçtan. Uçtu uçtu al kanatlı bir benek. Geldi, bayramın içine kondu. Bir taraf tozluk dumanlık, bir taraf çayır çimenlik. Tozun dumanın arası, demirin pası, sevdanın tasası… Kaldı gül ile bülbül iki ayrı yamaçta. 

Olanlar, olmayanlar, doğanlar, doğmayanlar… Geliyor gelmekte olan, gidiyor gitmekte olan, dönüyor dönmekte olan. Gökten üç limon düştü. Biri ben âvârenin başına, biri bu masalı eyleyenlere, biri de seyreyleyenlere…

Kalbur saman içinde…”

Herhangi bir yorum yapılmadı ilk yorumlayan siz olun...
Yorumlar yaparak sesini duyur..!
Aile Eğlencesi Atölye Kurs Bale Çocuk Oyunları Dans Haberler Foto Galeri Video Galeri Daha Fazlasını Göster

SAYFAYI PAYLAŞIN

Facebook Twitter İnstagram Pinterest Mesaj Email
KAPAT

HAKKIMIZDA

Hakkımızda iletisim Yasal Uyarı Reklam Android Apple
KAPAT

HAKKIMIZDA

Hakkımızda iletisim Yasal Uyarı Reklam Android Apple
KAPAT