Rampa, 2 Mart – 7 Nisan tarihleri arasında Ebru Özseçen’in Gerçek Aşk Gönül Eşi isimli sergisini sunuyor.
Ebru Özseçen'in işleri mimarlık ve güncel sanat alanındaki araştırmalara dayanır. Özseçen, mimari, tasarım ve güncel sanat alanındaki birikimini mekân ve beden ilişkisinin psikolojik ve sosyolojik boyutlarını araştırmak için kullanır. Ebru Özseçen’in işleri kentsel müdahalelerden heykel ve objelere, fotoğraftan videoya, film yerleştirmelerinden çizimlere uzanan büyük çeşitlilik gösterir. Sanatçı, içerisi/dışarısı, kamusal/kişisel arasındaki ikiliği ve çağdaş toplumdaki bireysel hafızayı kendine konu edinir. Görünürde olağan olanı soruşturan Ebru Özseçen, sıradanın sihirli ve görünmeyen yönlerini açığa çıkarır.
Özseçen’in işlerinde sıklıkla karşılaşılan androjen formla –fallus, vulva, uterus ya da skrotum- ayrım gözetmeden oynamasındaki cinsiyetçi boyutu göz ardı etmek mümkün değildir. Sanatçı, kimi zaman pornografik müstehcenliğin sınırlarını zorlayarak erotik yoğunluğu her zaman ön plana yerleştirir. Diğer yandan sanatçının pek çok işinde zanaatkârlık geleneğine duyduğu derin hayranlıkla harekete geçtigi görülür. Özseçen formun tensel niteliği ve iyi kotarılmış bir objenin güzelliğine ilgi duyar. Bu yaklaşım bizi sanatçının pratiğini yeni bir bakışla değerlendirmeye yönlendirir. Özseçen’in forma dair keskin bakışı ve güzel, saf, temiz olana karşı duyduğu romantik saplantı, bir zanaatkarın parmaklarında rafineleşen keskin ama duyarlı, şiddetli ama zarif işler olarak karşımıza çıkar.
Rampa’da sergilenecek işlerinden ilki olan Toplar / Balls (1997) Özseçen’in kariyerinin ilk çalışmalarından biridir. Toplar / Balls, sanatçının Londra’da bir antika dükkanında fotoğrafladığı bir avizenin üzerinde parlayan toplar ve sarkıtları gösterir. Özseçen, bu fotoğraftaki formlara yıllar içerisinde tekrar tekrar geri döner. 1999’da Istanbul Bienali’nde sergilenen Şeker Avize / Sugar Chandalier; 2001’de İstiklal Caddesi’nde Elhamra Pasajı’ndan süzülen gözyaşları Beyoğlu; 2009 tarihli heykel Kısmet ve benzeri işlerinde aynı formu kullanır. Rampa sergisinde, Toplar / Balls yeniden canlanıyor. Münih’in meşhur cam ustalarından Mayer’in ellerinde üç boyutlu bir fotoğraf/rölyef/heykel olarak karşımıza çıkıyor. Cam üzerine kabartmalı olarak yeniden basılan ve aynalarla zenginleştirilerek tasarlanan çalışma Özseçen’in mekan ve beden ilişkisini içsel deneyimler arayıcılığıyla sorguladığı yeni bir alan açıyor. Özseçen, izleyiciye kendi suretini yansıtırken bir yandan da fotoğraftaki mekanın içinde kendini yeniden tanımlamaya davet ediyor.
Özseçen’in, Rampa sergisinin bel kemiğini oluşturacak Gerçek Aşk Gönül Eşi / True Love Soul Mate (2011) isimli yeni işi 100’ü aşkın ayrı cam parçadan oluşuyor. Bu iş, çağdaş sanatlara ilk defa kapılarını açan dünyanın en önemli el üretimi cam atölyelerinden Mayer of Munich ve Glasshütte Lamberts işbirliğiyle gerçekleştirildi. Farklı boyut ve formlarda üretilen her bir parça içine hava kabarcıkları ve opal taşlar yerleştirilerek zenginleştirildi. Her biri 600 derecelik fırınlarda saatler süren çalışmayla üretildi ve Özseçen’in çoğu eserinde görüldüğü üzere bu işinde de, sıcaklık hem fiziksel bir güç hem de bir alegori olarak hükmeden bir varlığa sahip oldu. Özseçen bu işi için “adında geçen gerçek aşk ve gönül eşi kavramlarının öncelikli olarak romantik aşk âleminde değil, bir zanaatkârın kendini aşkla adadığı nesneleri nazikçe ele alışıyla imlenen arkadaşlık, eşlik ya da yarenlik düşüncesinde aranması gerekir” diyor. Özseçen, kariyerinin başından ve sonundan aynı forma dair iki işini beraber yerleştirerek izleyeni oyunbaz bir formun peşinde iz sürmeye davet ediyor.
Özseçen’in sergide yer alan diğer işi ise Kısmet (2009) adını taşıyor. Sanatçı bu işinde, şans eseri Amsterdam’da bir antika dükkanında karşısına çıkan ve içinde üzerleri harflerle işaretlenmiş fasulyelerle dolu bir kese bulunan fildişi bir fanustan yola çıkıyor. Fransız bir kontesin aşk oyuncağı olduğunu öğrendiği bu gizemli objenin hikayesi de kendisi kadar ilginç… Kontes, fildişi fanustan rastgele bir fasulye seçerek o gece hangi sevgilisiyle olacağına karar verirmiş; bir anlamda kısmetini belirlermiş. 'Kısmet', Özeçen’in ellerinde bu şansa bırakılan oyunun bugüne özgü heykelsi karşılığına dönüşüyor. Kendi ekseninde dönebilen bir kaidenin üzerine yerleşen abanoz bir kürenin altında boğa hayası derisinden üretilen konik heykelin gövdesi porselen bir zırhla korunuyor adeta… Sanatçı, Kısmet’te doğrudan Bavyera’nın el sanatlarının temelini oluşturan Nymphenburg porseleni gibi yüklü bir araçla çalışmayı tercih ederek, Münih kentinin de önemli bir merkezi olduğu Geç-Romantizm geleneğini kullanmıştır. Söz konusu romantizm kuzeydeki zıttından daima çok daha fazla şehvete düşkündür ve bu romantizm baştan çıkarıcı ve ateşli duygusallığı ile sanatçının belki de son on yıl içerisindeki tüm işlerinde dile gelmiştir.
Salı – Cumartesi 11:00 – 19:00
- Yorumlar ve Derecelendirmeler
- Herhangi bir yorum yapılmadı ilk yorumlayan siz olun...