SALT ile Hollanda’daki modern ve güncel sanat müzesi Van Abbemuseum, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı dolayısıyla, “İstanbul Eindhoven –SALTVanAbbe” adlı sergi ve etkinlik serisini başlattı. Hollanda Kraliyeti Başkonsolosluğu’nun sponsorluğu ve Mondriaan Fund’un desteğiyle gerçekleştirilecek serinin “İstanbul Eindhoven –SALTVanAbbe: 89’dan Sonra” isimli ilk sergisi 27 Ocak Cuma günü ziyarete açılıyor. Düzenlenen basın toplantısına katılan SALT Araştırma ve Programlar Direktörü Vasıf Kortun ve Van Abbemuseum Direktörü Charles Esche, sergi hakkında bilgi verdi.
İki kurum arasındaki işbirliğiyle ilgili bilgi veren Vasıf Kortun; “Van Abbemuseum; Hüseyin Alptekin, Aydan Murtezaoğlu, Gülsün Karamustafa and Ahmet Öğüt gibi Türkiye’deki önemli sanatçıların işlerini satın alarak, Avrupa müze dünyasına öncülük etti. Kurum, 20. yüzyılsanatınıgüçlü bir şekilde temsil edenmuazzam birkoleksiyona sahip. SALT olarak, daha öncesadecesanat tarihikitaplarından öğrenilen bir anlatıyı, 2012 boyunca İstanbul’daki izleyicilere farklı yönleriyle tanıtmaktan son derece memnunuz. Umarım bu projeler, Türkiye’den sanatçıların işlerinin genişletilmiş bir hikaye içinde bir araya getirilmesiyle, Batı ve Doğu’daki kurumlar arasında yeni işbirliklerini geliştirecek.” dedi.
Projeyle ilgili konuşma yapan Van Abbemuseum Direktörü Charles Esche ise; “Bu sergi, iki kurumarasındauzun süredir devam eden ilişkinin göstergesi… 2005’te gerçekleştirilen “EindhovenIstanbul” sergisinden bu yana, buradaki sanat ortamı, Van Abbemuseum’un koleksiyonu ve sergilerinde önemli bir rol oynadı. Bu nedenle sergi, koleksiyonumuzu, uzun zamandır yakından tanıdığımız İstanbul’a getirmek bizim için mükemmel bir fırsat oldu. Platform Garanti’yle başlayan çalışmalarımızın, SALT’la devam etmesinden çok memnunum. Bu işbirliğimizin, bir sonraki aşamanın başlangıcı olacağına inanıyorum.” dedi.
SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da izlenebilecek sergi, Van Abbemuseum koleksiyonunda yer alan ve 1989’dan sonra üretilen işlerle, Türkiye’den sanatçıların işlerini bir araya getiriyor. Sergi, SALT ve Van Abbemuseum’un birlikte seçtiği, uluslararası platformda iyi bilinen ancak Türkiye’de yeterince tanınmayan ya da işleri bugüne kadar sergilenmemiş 15 sanatçının 40’tan fazla işinden oluşuyor. Seçki, döneme dair sanatsal pratiklerin incelendiği “portreleme”, “edebiyat ve metin”, “film”, “zaman ve mekân” gibi birtakım kilit temalar etrafında şekilleniyor.
Sergide yer alan “Portreleme” teması, Marlene Dumas’nın “Models” adlı resimlerinden oluşan enstalasyon ile Rineke Dijkstra’nın fotoğraflarını içeriyor. “Edebiyat ve metin” temasının başrolünü, Allen Ruppersberg’ün, Allen Ginsberg’ün ünlü şiiri Uluma’ya ithafen yaptığı iş üstleniyor. “Film” teması, Douglas Gordon ve Rodney Graham’ın pratiği ve işleri; “zaman ve mekân” teması ise Stanley Brouwn’un kavramsal çalışması üzerinden ele alınıyor. Türkiye’den sanatçıların işleri, benzer fikir ve yaklaşımla, temalarla görsel ve kavramsal diyaloğa giriyor. Bu kapsamda, Leyla Gediz’in portreleme için farklı bir yaklaşım öneren işleri, Cevdet Erek’in ritim ve ölçü üzerine çalışmaları, Özlem Günyol ile Mustafa Kunt’un coğrafi konum ve çeviriyle oynayan oyunlarının yanı sıra İnci Eviner’in film setine benzeyen alışılmadık panoramaları yer alıyor.
Serginin bir başka önemli bölümünü, kışkırtıcı ve etkileyici işleriyle tanınan sanatçı Mike Kelley’nin SALT Beyoğlu’nun 3. katında yer alan, “Categorical Imperative and Morgue” (Sınıflandırma Zorunluluğu ve Morg) adlı enstalasyonunun bir adaptasyonu oluşturuyor. Kelley’nin kendi anlatımıyla işin bir parçası olarak hazırlanan sesli rehber, ziyaretçilere, enstalasyonu daha iyi deneyimleme olanağı sunuyor. Sanatçının Paul McCarthy’le beraber yaptığı “Heidi” adlı video, çoğu zaman işbirlikleriyle sürdürdüğü pratiğine bir örnek olarak, aynı mekanda gösteriliyor. Kelley’nin diğer video işleri ise, Açık Sinema’da sergi boyunca düzenlenen paralel gösterimlerle izlenime sunuluyor. Ayrıca, Eija-Liisa Ahtila’nın “If 6 was 9” (Eğer 6, 9 olsaydı) adlı video enstalasyonu, SALT Beyoğlu’nun 1. katında, 4 Mart’a kadar görülebiliyor. SALT Galata’da ise Juan Muñoz’un, merdiven boşluğuna yerleştirilen heykelleri ve İnci Eviner’in mekana özel enstalasyonu, 1. katta yer alıyor.
- Yorumlar ve Derecelendirmeler
- Herhangi bir yorum yapılmadı ilk yorumlayan siz olun...