BİRİNCİ PERDE
Yakup Peygamber'in 12 çocuğundan biri olan Yusuf, bir gece rüyasında güneşi, ayı ve on bir yıldızı bir arada önünde eğilmiş secde ederlerken görür. Yusuf rüyasını babasına anlatırken kardeşlerinin dinlediğinin farkında değildir. Onu kıskanan kardeşleri bir oyun oynarlar. Babalarından çölde oynamak için izin alan tüm kardeşler Yusuf'u öldürmeyi planlarlar. Ne yapacaklarını bilemeyip onu kuyuya atarlar. Yusuf'un kanlı gömleğini eve götürerek babalarına onu kurtların pençelediğini söylerler. Yakup Peygamber'in ağlamaktan gözleri görmez olmuştur. Çölde kuyunun başında mola veren bir kervanın yolcuları kuyudan bir yakarış duyarlar. Kovayı kuyuya daldırırlar, yukarı çekerken her yer ışıkla dolar. Kervanbaşı Yusuf'un Tanrı'nın ona bir armağanı olduğunu düşünür ve Kahire'de pazarlamak üzere götürür.
İKİNCİ PERDE
Aradan yıllar geçmiş, Mısır Azizi'nin kölesi olan Yusuf; genç, akıllı, çalışkan bir delikanlı olmuştur. Aziz'in karısı Züleyha bu genç köleye aşıktır. Tüm dostları Züleyha'yı kınamaktadır. Züleyha'yı, Yusuf da her defasında reddeder: Efendisine ihanet edemeyeceğini söyler. Öfkelenen Züleyha kaçan Yusuf'u yakalamak için yakasını tutunca Yusuf'un gömleği yırtılır. Tam bu sırada Mısır Aziz'i ve Yaveri içeri girer. Züleyha hiç düşünmeden Yusuf'un ona saldırdığı, yasak aşk önerdiği yalanını söyler. Yaver: “Bu kölenin gömleği arkadan yırtıldığına göre genç adam kaçıyordu. Yasak aşk önerisi Yusuf'un değil, eşinizindi”der. Yavere hak veren Aziz köleyi zindana, karısını da sarayın dışına atar. Bir gün Mısır Firavunu bir rüya görür. Rüyayı kimse yorumlayamaz. Daha önce yorumladığı rüyaların çıkması üzerine Yusuf, Mısır Firavunu'nun huzuruna çıkarılır. Rüyayı dinleyen Yusuf, yedi zayıf inek görmenin yedi kıtlık yılına, yedi semiz inek görmenin yedi bolluk yılına işaret olduğunu söyler. Artık zindan hayatı biter ve Yusuf Firavun'un baş danışmanı olur. Ülkenin tüm mal varlığı ona emanet edilir. Gelecek kıtlık yıllarının hazırlığını o yapar.
ÜÇÜNCÜ PERDE
Bolluk yıllarında biriktirilen erzak, kıtlık yıllarında fakir fukaraya dağıtılmaktadır. Biraz erzak alabilmek için uzaklardan gelenler arasında Yakupoğulları da vardır. Yusuf, saraya giren kardeşlerini anında tanır. “Bir daha gelirken en küçük kardeşinizi de getireceksiniz” diye emir verir. Yusuf'un kaybından sonra küçük Bünyamin'den asla ayrılmayan Yakup Peygamber de onlarla birlikte gider. Yusuf küçük kardeşine babasına vermesi için gömleğini verir. Yusuf'un kokusunu hemen alan Yakup Peygamber'in gözleri açılmıştır. Olayı seyreden kardeşler korkudan secdelere kapanırlar. O sırada saray kapısı önünden geçen Züleyha, dünya gözü ve gönül gözü açık olan Yakup'un dikkatini çeker. Yakup, Yusuf'u sevmenin ne demek olduğunu bilenlerdendir. Yusuf'un hasretinden ağlaya ağlaya gözleri görmez olan Züleyha aşkından vazgeçmemiştir. Aşk ve güzellik. Seven ve sevilen. Bir kez daha karşı karşıya gelip yakıcı hesaplaşmayı yaparlar. Dünya durdukça bu böyle olacaktır. Aşk güzelliklerin peşinden koşacak, güzel ise erdemleri savunarak güzelliği koruyacaktır. Onlar birer simgedir. Bu olayı bu yolla yaşayan insanlar belki çok çekecekler ama insanca ve insanoğluna layık
gerçekleri yaşamayı da böylece öğreneceklerdir.
- Yorumlar ve Derecelendirmeler
- Herhangi bir yorum yapılmadı ilk yorumlayan siz olun...