Boğaziçi Chronicles Programı kapsamında İstanbul’a gelecek olan ilk isim Susan Buck-Morss olacak. Morss, demokrasi adına dünyanın farklı bölgelerinde meydana gelen kitlesel eylemleri ve “küresel kalabalık”ın taleplerini değerlendirecek.
Boğaziçi Üniversitesi’nin 150. yılı kapsamında başlatılan uluslararası konuk programı Boğaziçi Chronicles’ın ilk konuğu Susan Buck-Morss olacak. Eleştirel düşünce, görsel kültür ve ekonomi politik üzerine disiplinler arası çalışmalarıyla tanınan Susan Buck-Morss, 26 Ekim – 11 Kasım tarihleri arasında Boğaziçi Üniversitesi Güney Yerleşke'deki Tubini Evi’nde çalışarak, İstanbul ve Türkiye gözlemlerini paylaşacak.
Siyaset Felsefesi alanında araştırmalarını önce Cornell Üniversitesi'nde şimdilerde ise New York Şehir Üniversitesi Lisans-üstü Merkezi’nde (CUNY Graduate Center) Seçkin Profesör olarak devam ettiren Buck-Morss, 31 Ekim Perşembe günü saat 17:15’de Albert Long Hall’de "Yerel-Aşırı Müşterekler ve Küresel Kalabalık Üzerine" başlıklı bir sunum gerçekleştirecek.
Buck-Morss: Küresel kalabalık demokrasiyi geliştirecek
Susan Buck-Morss, dünyada gerçekleşen kitlesel hareketler üzerine çalışırken, eylemlere katılan kitleyi “Küresel Kalabalık” olarak nitelendiriyor. Buck-Morss, son dönemde dünyanın farklı bölgelerinde meydana gelen eylemleri değerlendirirken;
“Dünya son dönemde demokrasi adına, farklı bir yaşam önermek için gerçekleşen pek çok kitlesel ve popüler eyleme tanıklık etti. Bu eylemlerin önemli bir kısmının ise demokratik yönetilen (çoklu partili seçimler, sivil yöneticiler) ülkelerde gerçekleştiğinin de altı çizilmeli. Demokrasinin yeni anlamına göre kitlesel hareketler yalnızca o ülkenin sınırları içindeki olaylar için gerçekleşmiyor.
Halklar, hareketleri boyunca küresel düzende nasıl bir yerleri olduğunu görüyor ve dünya üzerindeki politik aktörlerle iletişim kurarak protestolarını sürdürüyor. Bu kitleyi “Küresel Kalabalık” olarak adlandırabiliriz. Küresel kalabalık, geleneksel devletlerarası diplomasi tekelinde bir yer kaplar ve bu alanı kendi yöntemleriyle demokratikleştirir. Bu kitle, kendi ülkelerinin liderleriyle değil doğrudan dünyayla iletişime geçer ve bu dünyadaki yerleri için müzakere eder. Küresel kalabalık diplomasisi kendi sokak sanatlarını, politik performanslarını, ortak kültürlerini, tweetlerini ve bunun benzeri pek çok şeyi üretir. Bu kitlenin içinde gelir düzeyi önemli olmadığı gibi özellikle genç insanlar vardır. Küresel kalabalıkla konuşmak, ayrıca da küresel kalabalık hakkında konuşmak demokrasinin gelişmesi için yardımcı olacaktır.” diyor.
Boğaziçi Chronicles programı kapsamında Susan Buck-Morss’un yapacağı sunum öncesinde "Yerel-aşırı Müşterekler" temasının farklı boyutlarının tartışılacağı iki oturumluk bir toplantı da düzenlenecek. Saat 13:30'da başlayacak olan "Akışlar ve Sınırlar: Küresel, Ulusal, Bölgesel" başlıklı oturumda Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Mine Eder, İstanbul Şehir Üniversitesi Kültürel Çalışmalar Bölümü’nden Prof. Mahmut Mutman ve Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Prof. Şemsa Özar birer sunum gerçekleştirecek. 15:15'te başlayacak "Demokrasiyi Yeniden Çağırmak: Seçimlerin Ötesinde Kitlesel Siyaset" başlıklı ikinci oturumda ise Modern Türkiye Tarihi için Atatürk Enstitütü'sünden Dr. Seda Altuğ, araştırmacı-yazar Ayşe Çavdar ve Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Dr. Ceren Özselçuk birer sunum gerçekleştirecek. Tartışma Toplantısı, Susan Buck-Morss’un “Yerel-Aşırı Müşterekler ve Küresel Kalabalık Üzerine” başlıklı sunumuyla son bulacak.
Buck-Morss’un Türkçe’ye çevrilmiş 4 kitabı bulunuyor: Hegel, Haiti ve Evrensel Tarih (Metis, 2012), Görmenin Diyalektiği Walter Benjamin ve Pasajlar Projesi (Metis, 2010), Küresel Karşı Kültür (Versus, 2007) ve Rüya Âlemi ve Felaket (Metis, 2004).
Ünlü yazar ve düşünürler İstanbul’un kaydını tutacak
İstanbul’un kültürel hayatının gelişimine katkı sağlamak amacıyla tasarlanan “Boğaziçi Chronicles” programı, 2013-2014 döneminde Susan Buck-Morss’un yanı sıra Akram Zaatari, Juliana Hodkinson, Michael Hardt, Amitav Ghosh ve Alberto Manguel gibi önemli sanatçı, yazar ve düşünürleri de İstanbul’a getirecek.
Boğaziçi Chronicles’in konukları öğrenciler, akademisyenler ve İstanbullularla buluşacak, üniversite yaşantısının bir parçası haline gelecek, yaratıcılıklarını ve düşünsel birikimlerini İstanbul’un dinamik kültürel ortamında yeni üretimlere dönüştürerek, deneyimlerinin günlüğünü tutacaklar.