SÖYLEŞ:
Arkeoloji
Osmanlıdan Günümüze Orta Doğu’da Arkeoloji
Konuşmacı: Gül Pulhan
Yer: Sermet Çifter Salonu, saat 18.30

Arkeolojinin keşfetme, eski uygarlıklara ait estetik değerleri yüksek eserleri ortaya çıkarma ve sergileme, kutsal kitapların yazdıklarını toprak altından çıkanlarla destekleme süreci ondokuzuncu yüzyılda büyük hız kazanır. Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere batılı güçler kazma kürek iş başındadır, faaliyetlerinin coğrafi merkezi ise Orta Doğu`dur. Birinci Dünya Savaşı`nın sonuna kadar Orta Doğu`nun siyasi sorumlusu, dolayısıyla yer altı ve yer üstü kaynaklarının sahibi Osmanlı İmparatorluğudur. Avrupa devletleri ile Osmanlı arkeolojik varlıkların aidiyeti konusunda sık sık karşı karşıya gelirler. Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren önce kendine ait bir eski eserler yasası, sonra Müzesi ve arkeolojik kazıları olan İmparatorluk farklı bir kimlikle zaman zaman Avrupa`nın işlerini yavaşlatır. Arkeoloji bağlantılı siyasi pazarlıklar, istihbarat toplayan arkeologlar, sandık sandık Avrupa müzelerine taşınan eserler, uygarlık tarihini araştırma çabalarının diğer yüzüdür. Bir yüzyıl sonra Ortadoğu`da arkeoloji ve siyaset yine içiçedir; bu kez gündemi keşfedilenler değil, talan edilip yok edilenler işgal etmektedir.