Fevzi Karakoç, son yağlıboya resimlerini 27 Ocak - 26 Şubat 2005 tarihleri arasında Nişantaşı`nda
Tem Sanat Galerisi`nde sergiliyor. 1947 yılında Çankırı`da doğan Karakoç, 1968-72 yılları arasında
İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu`nda okudu. 1974 yılında aynı kuruma asistan
olan sanatçı, 1979 yılında Salzburg Yaz Akademisi`nde çalıştı. litografileri ile Salzburg Şehir Ödülü`nü aldı. 1983 yılında Özgün Baskıresim dalında Sanatta Yeterlilik alan Karakoç, 1986 yılında Doçent,
1993 yılında Profesör oldu; şu anda Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi`nde öğretim üyeliği
yapmaktadır.
Fevzi Karakoç resimleriyle bir olayı veya öyküyü anlatmaya çalışmamaktadır aksine bundan özellikle
kaçınmaktadır. Resimlerinde kullandığı nesneler her ne kadar tanıdık olsalarda, sadece "kendileri"dir.
Karakoç`un resminin temelinde doğu resminin uzay-mekan olgusu olmayan, insanların ve nesnelerin
üst üste sıralandığı, öndekiyle arkadakinin aynı mesafede olduğu, düz yüzeyler üzerinde boyanın
türükleri ve boya hamurunun oluşturduğu espasların yanında aynı nesnelerin farklı resimlerde farklı
anlamlar yüklendikleri gözlemlenir. Karakoç`un resim serüveniyle beraber bu düşünce kendini resmin
arka planında fazla belirtmeden hissettirir. Bunun dozu fazla abartılmadan gizemli bir söylem olarak
hep kendisini göstermitir. Fevzi Karakoç çağdaş, avangart olmak için belli formülleri benimseyip
kullanmak yerine, kendi değerlerimizden de çıkışlar yapılabileceğine inanarak çalışmalarını
sürdürmektedir. Temelde yok oluşlar sanatçıyı gizemli hüzünleri resmin alt katmanlarına gömmeye
götürmektedir. Daha önceki eserlerinde kullandığı atlar göçebeliği, kültürün taşınmasını ve dostluğu
sorguluyordu ancak atın yerini motorlu araçların alması atları yaşamımızın daimi bir parçası olmaktan
çıkardı. Şimdi meyveler ve sebzeler de aynı şekilde başka bir yokoluşun serüvenini yaşamaktalar.
Tanınmış Sanat Tarihçisi ve Eleştirmen Kaya Özsezgin Fevzi Karakoç için şöyle diyor:
"Fevzi Karakoç`un geleneksel tasvirlerdeki konu ve mekan ilişkisini kavramaya yönlendiren bakış açısı, yeni resimlerinde de varlığını sürdürüyor. Eski atlı figürlerinin boşlukta dört nala koşmaları gibi, meyve nesnelerini de konu alan yeni resimlerinde de soyut bir espas, bu nesneleri salt "kendileri"
olmaktan koparmakta, onları kendi içinde yüzer-gezer düzeye getirmektedir. Doğu dünyasına özgü
tasvirciliğin pentürle yorumlanması olarak tanımlayabileceğimiz bir yaklaşım, kavram ressamlığının
yolunu genişletecek ve özgün bir çizgi getirecek değer ayrımlarını içermekten de uzak değil. Mekanın
reddini amaçlayan, ama aynı zamanda mekan kavramına gönderme yapmayı da ihmal etmeyen böyle
bir sanatçı yorumu ilginç olduğu kadar kendi tür yapısını sorgulama bilincini de gündeme getirmektedir.
Karakoç, böylece kendini aktarmacı bir üslup özentisinden uzak tutmaya çalışıyor."
Bu ilginç sergiyi galeride izleme olanağı bulamayanlar, Tem Sanat Galerisi`nin www.temartgallery.com
adresinde devamlı güncel tutulan sayfalarında sergiye, galeri sanatçılarına ve geçmiş sergi arşivlerine
ulaşabilirler.
Sitemizde yer alan Mekan sahipleri ,etkinlik düzenleyenler, Kare (QR) kodunuzu oluşturun, bilgilerinizi mobil kullanıcılarla kolayca paylaşın. Oluşturduğunuz kare (QR) kodu yazıcınızdan basarak hemen kullanabilirsiniz.
Yorumlar ve DerecelendirmelerHerhangi bir yorum yapılmadı ilk yorumlayan siz olun...