‘Su’ çoçukluk yıllarından itibaren sanatçıyı etkilemiş ve duygusal bir dünya oluşturmasını sağlamıştır.Deniz ile etkileşimi sanatçının yaratım sürecini yönetmiştir.
İş’lerinde niceliği değil, niteliği benimseyen sanatçı,bu sergi ile 2013 yılından İtibaren doğal yoğunluk filtreleri ile beslediği dünyasını 02 -09 nisan 2016 tarihleri arasında izleyici ile buluşturmaktadır.
Bu projede ortaya çıkış şekli ile ‘su’ kendi evrenindeki gelgitlerle birleşip dış dünya ile kurmaya çalıştığı bir iletişim şekline dönüşmüştür.
Hayatın özünün nabzını tutmak isteyen sanatçı,farklı algılar oluşturmak için zamanı yavaşlatmayı seçmiş,kendi ideal dünyasını yaratmaya çalışırken,bireyin hayatın içindeki yalnızlığına da dikkat çekmek İstemiştir.
İnsan, kendisine verilen süre dolduğunda yeryüzünden ayrılır,geriye sadece izleri kalır.Fotoğraflarında yarı zamanlı tuttuğu figürler, birer hayalete dönüşerek seyircisine; hayatın ve zamanın geçiciliğini anlatır.Değeri, günümüzün hızlı yaşam koşuşturmacası içerisinde bilinmeyen ‘zaman’ ve hayatın aslını oluşturan ‘detay’ lar,bu sergi ile ön plana çıkarılmak istenmiştir.
Bu pozlamalara zaman zaman insanın denize bıraktığı izlerle olduğu kadar,insanın kendisi de karıştığı gibi,doğanın yansımaları da çoğu yerde başroldedir.
Kompozisyonlarda, doğal yoğunluk filtreleri ile yaratılan gizemli ve incelikli dünya, metaforun su olarak seçilmesi ile minimal bir bakış kazanırken,sessizliğin bilgelik barındırdığına dair bir vurgu da taşımaktadır.Acaroğlu kullandığı filtrelerin su da oluşturduğu sis dokusunu,bilinçli olarak sisli ve puslu havalarda yaptığı gündüz pozlamalarıyla pekiştirmiş ve çalışmalarında bir bütünlük yakalamıştır.
Sanatçı, soyut düşsel dünyasını suyla,onun kıyısında bulunan nesnelerin pozlanmasıyla somutlaştırmıştır.
Fotoğrafları ile konuşmayı seçip,sözcükler olmadan ,suyun uysal,yumuşak,hayatı kucaklayan dilini, kıyısında denk geldiği, denize ait olan/olmayan ,nesnelerle ön plana çıkartarak minimize etmiştir.
Projesinde yeralan çalışmaları ‘hayattan topladığım ayrıntılar’ olarak betimleyen Acaroğlu;
Hep daha fazlasını isteyerek büyütülen nesiller ,tatminsiz,yüzeysel kuru kalabalıklar oluştururken ,az ile yetinmeyi erdem sayan,sahip olduklarıyla yaşamayı bilerek üreten bir toplumun hayalini de kurar fotoğraflarıyla.
Bu proje , bir bakıma insanların ‘az’ ile yetinmesine duyulan bir özlemdir.