Pablo Picasso, sanat dünyasında devrim yaratan bir sanatçı olarak 1900'lerin başında Paris'e geldi. İlk eserlerini rahibelere satarak kariyerine başladı ve kısa sürede Montmartre'daki Bateau-Lavoir atölyesinde tanınmaya başladı. Burada Berthe Weill ve Ambroise Vollard gibi sanat tüccarlarıyla tanıştı ve çeşitli sanatçılarla dostluklar kurdu. Sanatına tutkuyla bağlı olan Picasso, bohem yaşam tarzını benimsemişti. Bu dönemde yaşadığı aşklar, özellikle Fernande Olivier ile olan ilişkisi, eserlerine yansıdı.

1907'de Derain ve Braque ile tanışması, sanatını yeni bir boyuta taşıdı. Bu dönemde eserlerinde, yaşlı dilenciler ve hasta çocuklar gibi figürler yerini Harlequin karakterlerine ve pembe dönemin genç kızlarına bıraktı. Picasso, Eva Gouel ile olan ilişkisi sırasında Kübizm'de önemli eserler üretti. Ancak Eva'nın ölümünden sonra sanatında büyük bir dönüşüm yaşadı.

Daha sonraki yıllarda Marie-Thérèse Walter, Dora Maar ve diğer birçok kadınla olan ilişkileri hem kişisel