Evreni başka türlü düşünmek, görmek ve göstermek mümkün diyen ünlü ressamın 18 metrelik tablosu adas İstanbul’da sergileniyor.
Londra merkezli, Türk-İngiliz çağdaş sanatçı Seçil’in sergi için özel üretilmiş olan resimleri 30 Mart - 4 Mayıs 2024 tarihleri arasında adas İstanbul’da ziyaretçileriyle buluşuyor. Seçil, ilgiyle beklenen bu sergisini yaşamın içerisinde bireyin Olma Hali fikri etrafında oluşturdu ve Olma Hali ve Harmoni adlı 2 kilit eser üretti. İki ülke arasında köprüler kuran ressamın İngiltere’den yola çıkarılarak, ana taşıma sponsoru THY ve diğer taşıma sponsoru ALFA Freight ile İstanbul’a ulaştırılan ve bir voleybol sahası uzunluğundaki 18 metrelik Being (Olma Hali) 12 parçadan oluşuyor. Sergide 1,80m x 18m boyutundaki bu muhteşem eserinin yanı sıra Seçil’in modüler bir kurguyla 30x30cm boyutunda 30 parça tuvali birleştirerek oluşturduğu çalışması (Harmoni) da yer alıyor.
Seçil, geçirdiği dönüşüm yolculuğunda aynı zamanda kendisine soyadı olarak da seçtiği Being’i (Olma Hali) sergisinin ismi olarak da belirlerken, “Her şeyde bir varlığı parıldatan benim olma halimdir” diyen
Rupert Spira’nın kitabi ve onun Oxford’da katıldığı söyleşisi ve meditasyon pratikleri ile ilişkilendiriyor. Spira’nın yanı sıra yaptığı okumalar ve deneyimlerinde sanatçı, çok erken yaşlarında keşfettiği alana kendini bırakabilirken bulmuş olduğunu belirtiyor. Serginin tamamındaki kurgu bu metafizik alanla ilişkilendiriliyor.
Ressamın yapıtları genelde, soyut kavramları ve deneyimleri aktarmak için çeşitli formlar kullanarak ve metafizik içgörüleri geometri dili aracılığıyla estetik bir görsel forma dönüştürerek sanatsal ifadesini buluyor. Tuvallerinde geometri evreninden esinlenen desenlerin sembolik önemi keşfedilirken metafizik alemin ve içsel deneyimlerin farklı yönleri de temsil ediliyor. Burada bir açıdan sanat eserlerinin felsefi sorgulamaların görsel bir tezahürü olarak nasıl hizmet ettiği, spiritüel kavramların ve matematiksel kesinliğin birbirine bağlılığını nasıl somutlaştırdığı da görülebiliyor.
“Köprüler kurma” niyetini eserlerine taşıyan Seçil'in geometrik evreninde soyut kavramlar ile somut formlar arasında kurduğu etkileşim çok çarpıcı. Çalışmalarında metafizik ve geometri arasındaki simbiyotik ilişkinin altını çizen Seçil'in sanatsal pratiğinin önemi üzerine düşünmek isteyenler sergiyi ilk elden deneyimlemeye davet ediliyor.
Kendisini yaşam, sanat ve yaratıcılık ile besleyen ve üreten bir sanatçı: Seçil
Dış dünya ile kurduğu ilişkileri derinlemesine gözden geçirme ve çıktığı içsel yolculuklarla kendini baştan yaratma gücüne sahip Seçil, bilincin ötesinde evrenle bütünleşme yolculuğunda derinlemesine deneyimlere giriyor. Zaman ve mekânın ötesinde, kimliklerden arınmış̧ saf kaynağa ulaşmak ve hayata birleştirici bir ruh katarak, bağ kuracak hayali alanlar yaratarak resimlerine hayat veriyor. Renk, ışık, dokusal katmanların ana unsurlar olduğu her eserinde bir dizi duyguyu, fiziksel, zihinsel ve enerjik rezonansı, evreni başka türlü düşünmenin, görmenin ve göstermenin mümkün olduğu gerçeğine ulaşmaya odaklanıyor.
Sanatçı kimliğini, bağımsız, çokuluslu bir şekilde ifade eden yaratıcı ve girişimci olarak sanat ortamında kendine özgü bir durusu ile birleştiren Seçil, “20 yılı aşkın sanatçı deneyimimde gözlemlediğim, anladığım ve geliştirdiğim tüm konuların, kendimi kanal olarak gördüğüm bu üretimlerle daha iyiye doğru ilerlemeye odaklandığını fark ettim. Bu serginin tamamında sergilenen eserlerde kişisel ve sanatçı yaşamımdaki tüm deneyimlerimde, bireyin nefesinin, zihin ve kalbi arasındaki senkronizasyonun ve olma halinin uyum içerisinde var olmasının ötesinde hiçbir şeyin önemi olmadığına vurgu yapmak istedim. Bu bağlamda da sanatçı olarak ürettiğim eserlerin üretim esnasındaki üretim niyeti ve hem içerik hem de görsel gücün yarattığı atmosfer ve içinde bulunduğum dönemin yaşama kattığı değerle ilgileniyor, sonsuzlukta en ideal ve güzel olanı arıyorum” dedi.
Seçil, saf bir varlık olarak yaşamın derinliğini resimleriyle yüzeye çıkarıyor. Eserlerinde, soyut düşünceler, duygular, zihinsel durum faaliyetleri, bağlantılar tarafından renklendirilen temel benliğimize ve bilincimize atıfta bulunuyor. Bir başka deyişle, resimlerinde kendini formlardan özgürleştirip varoluşla yeniden bağlantılandırıyor, hayatı kapsayıcı bir şekilde kucaklıyor, bilinmeyendeki sonsuz bir mekânın simgesi olan ve evren ile bir olmanın sembolü olan resimler yaratıyor.
Sergi 4 Mayıs 2024 tarihine dek adas İstanbul’da izlenebiliyor.