Dionigi Albera, Akdeniz'deki Paylaşılan Kutsal Mekanlar adlı söyleşisini 18 Nisan saat 19.15'te İstanbul Fransız Kültür Merkezi'nde gerçekleştirecek.
Bazen şiddetli karşıtlık, rekabet ve uyuşmazlığı da içeren dini kimlikler sorunsalı 21. Yüzyılın Avrupa ve Akdeniz’deki en hassas konuları arasında yer almaktadır. Oysa, üç tektanrılı din, başlangıçlarından bu yana ortak pratikler, koruyucu simgeler ve kutsal mekanları paylaşmaktadır.
Aynı dinsel alanın farklı dinlere mensup kişiler tarafından ziyaret edilmesi, tek tanrıya inananlar için kendiliğinden anlaşılır bir durum değildir. İbadet yerleri bu birlikte yaşam için en uygun alanlar sayılmasa da, bazı tapınaklar, bunun tam tersine, Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanları buluşturmaktadır. Daha yüksek bir ruhani gücün nitelendirdiği söz konusu kutsal mekanlar bireysel ibadet ve yaratıcı ritüelleri serbest bırakmaktadır. Bu bölüşülen mekanların bazılarında müminler arasında kimi zaman düşmanlığa dönüşebilen net bir ayrım bulunurken bazılarında ise dinlerarası geçirgenlik ve misafirperverlik söz konusudur.
Bu konferans, 19 Nisan’da Depo’da açılacak olan « Paylaşılan Kutsal Mekanlar » sergisi çerçevesinde yer almaktadır. Daha önce 2015 yılında Marsilya’daki Avrupa ve Akdeniz Uygarlıkları Müzesi’nde (MUCEM), Tunus Bardo Müzesi’nde, Paris Ulusal Göç Tarihi Müzesi’nde ve ayrıca Selanik, Marakeş ve New York’da düzenlenen bu serginin küratörlüğünü CNRS’de antroplog olan Dionigi Albera ve Manoël Pénicaud üstleniyor.