‘’Sanatın izleyiciyle birebir, doğrudan ve canlı bir ilişki kurduğu alandır tiyatro. Gerçek bu alanda bir hayalle anlatılır izleyiciye. İzleyiciyi içine alıp, sarıp sarmalayıp istediği yere götürmek ister oyuncular. Bu tam bir pamuk ipliğidir. Hayalle salonun gerçekliği arasındaki o incecik bağdadır her şey. İzleyici ya inanır oyuncuya onunla düşünür hayal kurar ya da inanmaz kendi gerçeğini yaşar. Önce hep bir karanlık vardır seyirciyle oyuncu arasında. Oyuncu karanlıktan sıyrılır ışığın içine girer ve seyirciyle buluşur. Sonra birlikte bir yolculuk başlar. Ama bu yolculuktan önce oyuncu zaten başka bir yolculuğa çıkmıştır bile. Sadece masum bir isteğin çağrısına uymaktır amacı. Seyircisine ulaşmak. Düşüncelerine dokunmak, kulaklarına seslenmek, gözüne görünür olmaktır. ‘’ diyor Tiyatroadam ve sanatın bu en zor alanlarından birisiyle karşımıza çıkıyor. Aylar süren provalar, oyunu oturtmak için yapılan beyin fırtınaları, kaçıp gidiverecekmiş gibi duran rolle hesaplaşmak ve ışığı doğru yerde yakalamak için kör karanlığa dalmak. 2007 Kasım’ında biraraya gelen Tiyatroadam oyuncuları, herkese hikâyeler anlatmak istiyorlar. İnsana ve yaşama dair bir şeyler söylemek… Oyun bittiğinde alkışları her duyduklarında bir iz bıraktıklarını düşünüyorlar ve bunu yapmayı çok istiyorlar. Ve onlar karanlıktan çıkıp herkesi selamlıyorlar... Ayrıntı için www.tiyatroadam.com
Süpervizörlüğünü Serdar Akar’ın yaptığı TİYATROADAM’dan ALBAY KUŞ Bulgar yazar Hristo Boytchev’in bol ödüllü ALBAY KUŞ adlı oyunu son birkaç yıldır değişik ülkelerde de sıkça sahnelenmiş ve kapalı gişe oynamıştır. İç içe geçmiş halkların, birbiri içine dal budak salmış kültürlerin vatanı Balkan Yarımadası’nda akıl sahiplerinin başaramadığı bir arada yaşayabilme durumunun, delilerce başarılmasının, insanın, “büyük bir hayal hatta paranoya da olsa” o harika dünyayi arayışının trajikomik öyküsüdür Albay Kuş... Savaş sırasında Balkan dağlarında belirsiz bir yer...
Hiçbir şeyin `ne ilaç, ne yatak çarşafı, ne doğru dürüst giyecek, yiyecek` hiçbir şeyin olmadığı manastırdan bozma bir psikiyatri kliniği... Kaderlerine terkedilmiş donmamak için aynı odada kalmak zorunda olan ilginç ama zarasız altı deli ve bir uyuşturucu bağımlısı doktor... Bir sabah manastırın bahçesine gökten bir sandık düşer... Ve sonra...
Sitemizde yer alan Mekan sahipleri ,etkinlik düzenleyenler, Kare (QR) kodunuzu oluşturun, bilgilerinizi mobil kullanıcılarla kolayca paylaşın. Oluşturduğunuz kare (QR) kodu yazıcınızdan basarak hemen kullanabilirsiniz.
Yorumlar ve DerecelendirmelerHerhangi bir yorum yapılmadı ilk yorumlayan siz olun...