Remzi Asaf, hayatın anlamını arayan kırılgan bir gençtir. Babasının konservatuvarda okumasına izin vermesi, onun için sadece bir yetenek gelişimi değil, kimliğini bulma yolculuğunda bir dönüm noktasıdır. Ancak sanat dünyasında tutunma çabası, karşılıksız aşklar ve gün yüzüne çıkmamış besteleriyle giderek yalnızlaşır.

İstanbul’da yaşadığı travmatik bir olay, onu hem fiziksel hem de varoluşsal bir yıkıma sürükler. Çıkış yolu arayan Remzi, Antalya’ya, annesinin gözleme dükkanına döner. Bir gün aldığı dört gözleme siparişi, sıradan bir an olmaktan çıkar ve Remzi’yi geçmişiyle yüzleşmeye, yaralarını sarmaya ve kendini yeniden inşa etmeye zorlar.