Hayal dünyası, gerçekler ve idealleri arasında sıkışmış birine dönüşmüştür artık Jonathan.. Çocukluğu, gençliği, yetişkin dönemleri ve babası ile çatışma halindedir.
Artık, bir işi ve bir evi ve de parası yoktur. Bütün zamanlarını, sahilde denizi ve martıları seyrederek geçirirken, ideallerinden de uzaklaşmıştır.
Kendisinde kalanlar; geçmişte yaşadıkları, şu an hissetmediği acıları , sürekli yanında taşıdığı valizi ve o valizin içine sığdırabildikleridir.
Jonathan, sonunda, kafa sesi ile başlar hesaplaşmaya. Hesaplaşmaya başladıkça da hatırlamaya başlar. Hatırladıkça da acılarını şu an yaşıyormuşçasına hissetmeye başlar.
Richard Bach’ın, aynı adlı eserinden yola çıkılarak kurgulanan MARTI hikâyesi, esredeki, Martı Jonathan’ın, yaşadıklarını da konu edinmiştir. Eser, dünya klasikleri arasında yerini almıştır. Türkiye’de ilk basımı 1986 yılında olup, bir milyon adet satılmıştır.
MARTI, oyun olarak, belki de, sadece Türkiye’de değil, dünyada ilk kez sahneye uyarlanmıştır.
Orijinal metin yazarı: Richard Bach
Uyarlayan (oyun yazarı): Cenk Gür
Yönetmen: Cenk Gür
Sahne ve dekor tasarım : Cenk Gür, Uğur Özbağı
Işık Tasarım: Cenk Gür, Uğur Özbağı
Kostüm: İlkay Haldız
Ses ve müzik: Zeynep Gür
Yönetmen Asistanları: İlkay Haldız, Zeynep Gür
Oyuncu: Uğur Özbağı