Ne güzel değil mi sessizlik?
İnsan hiçbir şey yapmayınca ne güzel oluyor...
Her şey susuyor, her şey duruyor...
Ben de bekliyorum…
Kabuk değiştirmeyi, vurmayı!
Gerçek bir Muhammed Ali gibi vurabilmeyi bekliyorum.
Yaşadığı dönüşümün dışına itilen kim varsa, kırılan bir camla bir gencin sıkılı yumruğu arasında saklanıyor. Toplumsal temsiliyet, ailevi teslimiyet ve bireysel özgürlük üçgeninde genç Muhammed Ali, hayatını böcek kabuklarıyla birlikte lam ve lamel arasına sıkıştırıp keşfetmeye çalışıyor.
Yıkıntıların, kayıpların, vazgeçişlerin, aşkın, cesaretin ve yenilginin sessiz gardında dururken geçim sıkıntısı, çaresizlik ve yetersizlik kroşeleriyle savruluyor. Muhammed Ali, kendini yeniden doğurmaya her yeltendiğinde kalabalığın sancısını çekip, diğerleriyle her vedalaşmasında kendi vasiyetini okuyor.
Gerçek bir Muhammed Ali gibi vurmayı beklerken, ringde bambaşka bir Muhammed Ali yaratıyor ve hikâyesine atılan tüm taşları avucunda tutuyor.