Genet’ye bir gün bir oyuncu gelip ondan zencilerin oynayacağı bir oyun yazmasını ister. Genet ‘İyi ya…’, der, ‘…bir zenci nedir diye düşündüm. Her şeyden önce rengi nasıldır?’.
Yineliyorum soruyu “ ‘Zenci’ ne demektir? ”. Rengi siyah olan mı demektir yalnızca? Hele ki bugün. Zenciler sömürgeleştirilmiş topraklarda yaşamış olan insanla hayvan arası yaratıklardır.
Politik haklarından ve güçlü bir zorlayıcı sistem dolayısıyla zenginliklerin eşit bir biçimde yeniden dağılımından yoksun kalan insanlardır onlar. Dünyada liberal sistemin neo-liberallik boyutuna erdiği günümüzde saflar artık ikiye bölünmüş halde. Tam da bu noktada karşımıza zaten çoktan keşfedilmiş olan beyaz zencilik kavramı çıkıyor.
Gündelik sömürü sisteminde, ezilen, kullanılan, metalaştırılan, artı değere dönüştürülen, piramidin en altındaki o insanlar bugünün zencileridir. Ekonominin refah düzeyini sağlayan, az masraflı ucuz iş gücünü karşılayan insanlar… Renkleri her ne olursa olsun. Siyah, beyaz, mor, mavi, yeşil, kırmızı.
Bu oyun sömürüsüz bir dünya fantezisidir. Değerlerin alt üst olduğu günümüz dünyasında, ‘Zenciler’ güzel bir dünyaya ulaşmanın hayali paradoksunu sunuyor bizlere...
tek perde / 70 dak