İTO’nun okuyucuyla buluşturduğu "Çarşı-Pazar İstanbul" kitabı raflardaki yerini aldı.
Eser, son 40 yılda İstanbul’un merkezi yerleri ve sokak aralarında çekilen siyah-beyaz ve renkli fotoğraflardan oluşuyor.
Gazeteci Kadir Can’ın İstanbul Ticaret Odası (İTO) için hazırladığı ikinci çalışma "Çarşı-Pazar İstanbul" geçtiğmiz günlerde çıktı. Daha önce çeşitli İstanbul fotoğraflarını "Yaşayıp Unuttuğumuz İstanbul" adlı esere taşıyan Can, bu çalışmasıyla da son 40 yılın alışveriş kültürünü gözler önüne seriyor.
Kitap o günleri yaşayanlar için nostalji, artık internet üzerinden alışveriş yapan genç nesiller için de İstanbul’un nereden nereye geldiğinin bir belgesi olarak dikkat çekiyor.
Kitapta, toptan satışların yapıldığı haliç kıyısındaki sebze meyve haline, Topkapı’daki kavun karpuz haline, işportadan aldığı kıyafetleri cami avlusu ya da dolap içinde prova edenlere, Eminönü’nde gazete kağıdına sarılarak satılan yiyeceklere, her bayram öncesi meydanları dolduran ama sonradan teknolojiye yenilen kartpostallara yer verililiyor.
BİTPAZARINDA HER ŞEY KAPIŞ KAPIŞ
Kitapta yer alan ve bugün büyük binaların ve iş merkezlerinin yükseldiği Topkapı’da 1984 yılında çekilen fotoğraf ise bitpazarına ait. Topkapı otogarının yanıbaşındaki bitpazarında her şeyin yenisini de eskisini de kitapta bulmak mümkündü. Otogarın taşınmasından sonra bitpazarı da tarihteki yerini aldı.
EDİRNEKAPI’NIN ÜNLÜ AT PAZARI
Vatan Caddesi ile Edirnekapı arasında kurulan her iki yanı atlar, arabalar ve koşumcularla dolu atpazarı zamanında büyük ilgi görürdü. 1974 yılında çekilen siyah beyaz fotoğraf tek atlı arabayla sebze satanların, çift atlı arabayla yük taşıyanların, Adalar’da faytonculuk yapan ya da çiftçilikle uğraşanların uğrak yeri olduğunu gösteriyor.
KALAYLANAN KAZANLAR
1984’te çekilen siyah beyaz bir başka fotoğrafta artık kaybolmaya yüz tutmuş bir meslek olan kalaycılığı bugüne taşıyor. Her mahalle arasında dolaşarak kap kacağa kalay yapan ustalar da bu fotoğraflarla birlikte tarih olup gidiyor.
İtalya’dan Baydar’a kültür ödülü
2007’den bu yana İtalyan Carical Vakfı tarafından, Akdeniz ülkeleri arasında kültürel alışverişe katkıda bulunan yazar ve düşünürlere verilen Akdeniz Kültürü Ödülü (Premio per la Cultura Mediterranea) bu yıl Hiçbiryer’e Dönüş adlı romanıyla Oya Baydar’a verildi.
Akdeniz Kültürü Ödülü’nü, geçtiğimiz yıllarda, Amin Maalouf, Tahar Ben Jelloun, Amos Oz, Marina Nemat, Elvira Dones, Sergio Romano, Remo Bodei, Gustavo Zagrebelsky, Giorgio Agamben gibi aydınlar almıştı.
’Bir yap boz romanı’
Baydar 2010’da İtalya’da Aquilegia yayınevi tarafından, Alessio Calabro’nun çevirisiyle yayımlanan Hiçbiryer’e Dönüş (Ritorno a Nessun Dove) adlı romanı; dönülen her şeyin hiçbir şey, her kişinin hiç kimse, her yerin hiçbir yer olduğu bir dönüş hikâyesi. Kitapta olaylar 1989 yılanda Berlin duvarının yıkılışıyla başlıyor. Önce şaşkınlık, sonra kuşku, korku, giderek çözülme, dağılma ve çöküş... Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Yıllardır kendi ülkesinden, Türkiye’den uzakta siyasal sığınmacı olarak yaşamak zorunda kalmış bir kadının, sosyalist blok çökmeden önceki duyguları, umutları, aşkları, yaşamı ve yıllar sonra Türkiye’ye dönüşte yaşadığı yabancılaşma, yadırgama, özlem, hüzün ve tek çözüm olarak gördüğü kaçış, kitapta bölümler halinde yer alıyor. Birbirini tamamlayan on beş bölümden oluşan metin için, Oya Baydar "bir yap-boz roman" diyor. Romanda, olaylar değil duygular, izlenimler, anılar başrol oynuyor.
15.06.2011 Bugün