İstanbul'un Anadolu yakasında, Kocaeli Yarımadası üzerindedir. Kuzeyinde Üsküdar ve Ümraniye, doğusunda Maltepe ilçeleri, güneyinde Marmara denizi vardır. Yüzölçümü 33 kilometrekaredir.
Bugün Tunus'un bulunduğu yerde M.Ö. 825 yılında Sur şehrinden gelen Fenikeliler (Tyrienler) bir şehir kurmuş , sonraları Kartaca adını alan bu yerleşim merkezine "Karchedon" adı verilmişti.
Fenikeliler Kadıköy'e yerleşmeye başlayınca buraya "Yenişehir" anlamına gelen Chalkedon demişlerdir. Karchedon ve Chalkedon kelimelerinin ikisi de Fenike ismidir. Birbirine yakınlığı da gayet açıktır ve böylece Kalkedon'un bir Fenike şehri olduğu kanaati açıklık kazanır. Daha sonraki yıllarda İstanbul Türkler tarafından zapt edilmiş ve Kadıköy, Fatih'in ilk kadısı olan Hıdır Bey'e makam ödeneği karşılığı arpalık olarak verilmiştir. Böylece Kadıköy ismi yerleşip , günümüze kadar gelmiştir.
Tam olmamakla beraber kısmen kesinlik kazanan şudur ki: M.Ö.685 yılında Korint'ten gelen Megaralılar Kadıköy'de gene M.Ö. 658 yılında bir başka Megariyen Kabilesi de BİZAS idaresinde Sarayburnu'na yerleşmişlerdir.
Bizas, yerleşim yerini tayin etmek için Delf şehrindeki kahinlere sorar ve "Körlerin karşısına yerleş! " önerisini alır. Bizas, Sarayburnu'na gelince yörenin güzelliğine hayran olur ve karşı tarafta yaşayan insanların bu güzel yer dururken Kadıköy'e yerleşmelerini körlükle vasıflandırarak, aradığı yerin Sarayburnu olduğuna inanır ve körler diyarı kabul ettiği Kadıköy'ün karşısına yerleşerek Bizans şehrinin nüvesini atar. İstanbul'un Bizas tarafından yerleşim merkezi olarak seçilmesinde Delf Kahinlerinin "Körlerin karşısına yerleş ! " efsanesi, bugüne kadar her kitaba geçmiş ve böyle kabul edilmiştir.
Kadıköy'ün kuruluşu, Bizans'tan, yani İstanbul'un kuruluşundan 17 yıl kadar öncedir. Kuruluş tarihi olarak M.Ö. 675 yılı kabul edilir.
Fikirtepe'den sonraki ilk yerleşme bugünkü Moda Burnu ile Yoğurtçu arasında kalan yerde kurulan Halkedon (Bakır ülkesi) olmuştur. Bu şehirden günümüzen herhangi bir kalıntı ulaşmamıştır.
Fetih yıllarında küçük bir yerleşim birimi olan Kadıköy, fethi takib eden yıllarda da çok büyük bir gelişme göstermemiştir. Kadı Hızır Bey'in, bugünkü Osmanağa Camii'nin bulunduğu yere yaptırdığı cami, Osmanlı'nın buradaki ilk önemli yapısı olmuştur.
Kadıköy'ün asıl gelişmesi, 19. yüzyılın 2. yarısında, Selimiye Kışlası, Haydarpaşa Askeri Hastanesi gibi önemli yapıların inşasından sonra başlamıştır. Özellikle 1857'de başlayan düzenli vapur seferleri Kadıköy'ü yerleşim için daha tercih edilir bir mevki haline getirmiştir. Kadıköy'ün bu özelliği günümüze kadar devam etmiştir.
1869'dan 1930'a kadar Üsküdar Sancağı'na bağlı olan Kadıköy, 23 Mart 1930'da ilçe yapıldı. İlçe sınırları içindeki Bahariye, Mühürdar, Moda, Göztepe, Erenköy ve Bostancı'da 1950'lere değin zenginlerin oturduğu bahçeli köşkler çoğunluktaydı. Ancak bunlar çok seyrek bir yerleşim dokusu oluşturuyordu. 1930'larda Kadıköy'le Bostancı arasında yeni yapılar belirdi. Eskiden yoğun bir bitki örtüsüyle kaplı olan bu kesimdeki Bağdat Caddesi ile demiryolu boyunca bahçe içinde iki katlı villalar inşa edilmeye başladı. 1950'lerden itibaren Kadıköy yıldan yıla büyük gelişmeler gösterdi, nüfusu arttı. Böylece 1960'lardan itibaren Göztepe, Erenköy, Caddebostan, Fenerbahçe, Suadiye ve Bostancı gibi semtler gün geçtikçe yazlık niteliğini yitirmeye ve kentleşmeye başladı. 1950'lerde iki yanında sanayi tesislerinin kurulmaya başladığı Ankara Asfaltı'nın (E-5 Karayolu) çevresinde gecekondu mahalleleri oluştu.
Kurtköy-Pendik-Kartal yöresinin sanayi alanı olarak belirlenmesi, ülkenin çeşitli kesimlerinden İstanbul'a göç edenler için Kadıköy ile çevresini çekici bir yerleşme yeri durumuna getirdi. 1965'te Kat Mülkiyeti Kanunu'nun çıkarılması, 1972'de de imar planının yapılmasıyla Bağdat Caddesi ve demiryolunun iki tarafındaki köşk ve villaların yemyeşil birer park görünümündeki bahçeleri parselasyona uğrayarak apartman arsalarına dönüştü.
1973'te Boğaziçi Köprüsü'nün açılması, nüfus dengesinde Kadıköy'ün ağırlık kazanmasına yol açtı. İstanbul kentinin iki yakası arasındaki ulaşımı kolaylaştırınca Kadıköy İlçesi'ndeki düzenli apartmanlarda oturmak çekici oldu. 1984'ten sonra Kadıköy-Pendik arasında açılan sahilyolu, kıyı kesimindeki son boş alanlarında tükenmesine yol açtı. İlçenin kuzeyindeki Küçükbakkalköy 1980'lere kadar kırsal nüfus yapısını korudu.
2009'da E-5 Karayolu'nun kuzeyindeki 7 mahalle Ataşehir adını alarak Kadıköy'den ayrıldı.
Kadıköy'de yaygın olan ekonomik etkinlik ticarettir. Kadıköy Çarşısı, Altıyol, Bahariye ve Bağdat caddeleri, ticari hareketliliğin yoğun olduğu yerlerdir. Kültür, sanat, spor, eğitim kurumları, alışveriş merkezleri, Anadolu’yu İstanbul’a bağlayan önemli karayollarıyla, Haydarpaşa Garı’ndan başlayıp yurda yayılan demiryoluyla İstanbul’un en önemli ilçeleri arasındadır.
Kadıköy'de Oturmuş Tarihi Şahıslar:
446 yılında II. Teheodes Kadıköy'de oturdu. II. Konstantin döneminde Kadıköy'de yapılan sarayın güzelliğinden Villehardouin uzun uzun bahseder. Yeri tam olarak bilinmemekle beraber Yeldeğirmeni sırtlarında olduğu tahmin edilmektedir. Zira burada yapılan apartmanların temel kazılarında çok kalın duvar kalıntılarına rastlanmıştır. Eflatun'un talebelerinden Ksemokrates M.Ö. 4 yılında Kadıköy'de doğmuştur. O zamanlar Kadıköy kalabalık değildi; ama Boğazları ve Anadolu yakasını içine alan bir hükümet merkeziydi.
Bizans İmparatoru Jüstinyanüs ve eşi Theodora Fenerbahçe'de yaptırdıkları sarayda yılın önemli bir bölümünü geçirirlerdi. Bizans'tan sonra Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman ve onu takiben bazı padişahlar Fenerbahçe'deki Şadırvan Köşkü'nda yaz mevsimlerinde oturmuşlardır.