Dolmabahçe Sarayı, otuz birinci Osmanlı padişahı Sultan Abdülmecid (1839-1861) tarafından yaptırılmıştır. İnşasına 13 Haziran 1843 tarihinde başlanan Saray, çevre duvarlarının tamamlanması ile birlikte 7 Haziran 1856 tarihinde kullanıma açılmıştır.
Saray'ın ana yapısı; Mâbeyn-i Hümâyûn (Selâmlık), Muâyede Salonu (Tören Salonu) ve Harem-i Hümâyûn adlarını taşıyan üç bölümden oluşur. Mâbeyn-i Hümâyûn; devletin yönetim işleri, Harem-i Hümâyûn; Padişah ve ailesinin özel yaşamı, bu iki bölümün arasında yer alan Muâyede Salonu ise; Padişah'ın devlet ileri gelenleriyle bayramlaşması ve kimi önemli devlet törenleri için ayrılmıştır.
Ana yapı; denize paralel bölüm boyunca bodrumla birlikte üç katlıdır. Harem dairelerinin bulunduğu kara tarafına uzanan bölümde ise musandıra (tavan arası) katlarıyla birlikte dört katlı bir yapı özelliği kazanmaktadır. Biçimde, ayrıntılarda ve süslemelerde gözlenen belirgin Batı etkileri, İmparatorluğun son döneminde değişen estetik değerlerin bir yansımasıdır. Öte yandan mekân örgütlenmesi, oda ve salon ilişkileri açısından, geleneksel Türk Evi plan tipinin çok büyük boyutlarda uygulandığı bir yapı bütünüdür. Beden duvarları taştan, iç duvarları tuğladan, döşemeleri ahşaptan yapılmıştır. Çağın teknolojisine açık olan Saray’a, 1910-1912 yıllarında elektrik ve kalorifer sistemi eklenmiştir. 45.000 m²lik kullanılır döşeme alanı, 285 odası, 44 salonu ve 6 hamamı vardır.
Padişah'ın devlet işlerini yürüttüğü Mâbeyn; işlevi ve görkemiyle Dolmabahçe Sarayı'nın en önemli bölümüdür. Girişte karşılaşılan Medhal Salon, üst kat ile bağlantıyı sağlayan ve protokol özelliği taşıyan Kristal Merdiven, elçilerin ağırlandığı Süferâ Salonu ve Padişah'ın huzuruna çıktıkları Kırmızı Oda; İmparatorluğun tarihsel görkemini vurgulayacak biçimde süslenmiş ve döşenmiştir. Üst katta yer alan Zülvecheyn Salonu; Padişah'ın Mâbeyn'de kendine özel olarak ayrılmış dairesine bir tür geçiş mekânı oluşturmaktadır. Bu özel dairede, Padişah için, mermerleri Mısır'dan getirilmiş görkemli bir hamam, çalışma odaları ve Sultan’ın günlük yaşantısını sürdürdüğü yemek ve dinlenme odaları yer almaktadır. Aynı bölümde bulunan ve Halife Abdülmecid'in kitaplarından oluşan kütüphane dikkat çekici mekânlardandır.
Harem ve Mâbeyn bölümleri arasında yer alan Muâyede Salonu; Dolmabahçe Sarayı'nın en yüksek ve en görkemli salonudur. 2000 m²yi aşan alanı, 56 sütunu, yüksekliği 36 m.yi bulan kubbesi ve bu kubbeye bağlı yaklaşık 4,5 tonluk İngiliz yapımı avizesiyle bu salon, Saray’ın diğer bölümlerinden belirgin bir biçimde ayrılmaktadır. Salonun avizesi, Sultan Abdülmecid tarafından İngiltere’den sipariş verilerek satın alınmıştır.
Dolmabahçe Sarayı'nın Batı etkileri altında, Avrupa saraylarından örnek alınarak yapılmış bir saray olmasına karşılık, işlevsel kuruluşu ve iç mekân yapısında, "Harem"in -eskisi kadar kesin çizgilerle olmasa da- ayrı bir bölüm olarak kurulmasına özen gösterilmiştir. Ancak Topkapı Sarayı'nın tersine, Harem, artık Saray’dan ayrı tutulmuş bir yapı ya da yapılar topluluğu değildir; aynı çatı altında, aynı yapı bütünlüğü içinde yerleştirilmiş özel bir yaşama birimidir.
Dolmabahçe Sarayı, hizmete açıldığı 1856 yılından, halifeliğin kaldırıldığı 1924’e kadar aralıklarla 6 padişaha ve son Osmanlı Halifesi Abdülmecid Efendi’ye ev sahipliği yapmıştır. 1927- 1949 yılları arasında Saray, Cumhurbaşkanlığı makamı olarak kullanılmıştır. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1927-1938 yılları arasında İstanbul’daki çalışmalarında Dolmabahçe Sarayı’nı kullanmış ve burada vefat etmiştir.
1926-1984 yılları arasında protokol ve ziyarete kısmen açık olan Saray, 1984 yılından itibaren “müze- saray” olarak geziye açılmıştır.
Dolmabahçe Saat Müzesi
Dolmabahçe Sarayı Harem Bahçesi’nde bulunan eski İç Hazine binasında, 2004 yılında, Milli Saraylar Saat Koleksiyonu’na ait saatlerin sergilendiği bir müze açılmıştır. Gezi güzergâhlarında sergilenemediği için kapalı oda ve depolarda tutulan bu saatler, saat atölyemizde sekiz yıllık bir tamir sürecinden geçmiştir. Türkiye’nin ilk ve tek saat müzesi olan Dolmabahçe Saat Müzesi, bünyesinde barındırdığı 18. ve 19. yüzyıl İngiliz otomatlarının, Fransız ustalarının yaptığı görkemli mekaniklerin yanında, 19. yüzyılda doruğa ulaşan Osmanlı Mevlevi saat ustalarının da muhteşem eserlerinin görülebileceği bir müze olmuştur.
2009 yılında saatlerin ve müzenin genel bakıma alınmasına, yeni vitrin ve sergileme düzenine geçilmesine ve bazı yeni saatlerin de müzeye katılmasına karar verilmiş ve müze bir yıllığına kapatılmıştır. Bu süre zarfında saatler sarayın ustaları tarafından tek tek elden geçirilmiş ve 2010 yılı içerisinde müze tekrar ziyarete açılmıştır.
Müzede 71 adet saat sergilenmekte olup, bunların içinde ünlü İngiliz saat ustası George Prior’ın müzikli otomatları, Fransız altın kaplama konsol saatleri, otomat ve yarı otomat müzikli saatler, Ahmet Eflaki Dede’nin son yaptığı 9 numaralı saati, Mevlevi ustalar Mehmet Şükrü ve Mehmet Muhsin’in türbülon saatleri, es-Seyyid Süleyman Leziz’in muhteşem astronomik saati ve Osman Nuri’nin decimal saati gibi dünya mekanik saat koleksiyonları içinde önemli yere sahip yapıtlar yer almaktadır.
Ziyaret Gün ve Saatleri:
Pazartesi ve Perşembe günleri haricinde diğer günler 09.00-16.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
Giriş Ücretleri:
Selamlık 15 TL
Harem 10 TL
Ortak bilet 20 TL
Öğrenci gezi bileti: 5 TL
Dolmabahçe Sarayı'nda günlük ziyaretçi sayısı 3.000 kişi ile sınırlandırılmıştır.
Fotoğraf makinası veya kamera ile görüntü almak yasaktır.
Rezervasyonlu gruplara öncelik verilecektir.
(Günlük ziyaretçi sayısının aşılması halinde gişe, kapanış saati olan 16:00'dan daha erken kapanabilir.)