Levent ve Ayazağa semtlerini birbirine bağlayan ana yolun sağında bulunan Maslak Kasırları’nın yer aldığı çevrede ilk yapılaşmaların, Sultan II. Mahmud Dönemi’nde (1808-1839) başladığı ve bu bölgenin Sultan II. Abdülhamid’in veliahdlığı sırasında sultanlara ait bir av ve dinlenme yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bu yıllarda tarih sahnesine çıkan ve bölgeye özel bir konum kazandıran Maslak Kasırları’nın ne zaman ve kim tarafından yaptırıldıkları tam olarak saptanamamakla birlikte, büyük bir bölümü Sultan Abdülaziz Dönemi’ne (1861-1876) tarihlenmektedir.
170.000 m2’lik orman arazisinde yeşilin tüm tonlarını barındıran bir koruluğun içinde yer alan Maslak Kasırları’ndan günümüze; Kasr-ı Hümâyûn, Mabeyn-i Humâyûn ve Limonluğu, Çadır ve Köşk Paşalar Dairesi gelebilmiştir. Boğaziçi’nin Karadeniz’e açıldığı noktayı görebilen bir konumda, çevrelerindeki yeşil örtüyle bütünleşen bu yapılar, 19. yy. sonları Osmanlı mimari ve süslemeciliğinin seçkin örneklerini oluşturmaktadır.
Sultan II. Abdülhamid’in çalışma ve yatak odalarının bulunduğu Kasr-ı Humâyûn bu sultanın Osmanlı tahtına çağrılmasına tanık olmuştur ve bu yönüyle Osmanlı tarihi açısından özel bir önem taşımaktadır.
Günümüzde Kasr-ı Humâyûn, eldeki belge, anı ve eski fotoğrafların ışığında onarılarak bir müze-saray olarak geziye açılmış durumdadır. Mabeyn-i Humâyûn ve ona bağlantılı Limonluk ile Çadır Köşk ve bahçesi de aynı biçimde ele alınarak onarılmış ve ziyaretçilerin oturup dinlenebilecekleri birer kafeterya kimliğine kavuşturulmuşlardır. Çevredeki geniş yeşil alansa bir rekreasyon alanı olarak düzenlenmiştir.
Ziyaret Gün ve Saatleri: Pazartesi, Perşembe günleri dışında her gün, 09:00 - 16:00 saatlerinde ziyarete açıktır.
Ücret: Tam: 4 TL (Cuma, C.tesi ve Pazar günleri 2 TL), Öğrenci: 1 TL