İstanbul`um, nazlı yârim:
Yedi Tepeli gözlerinin şehveti,
Bakışlarından `boğaz`ına uzanıyor.
Boğazın iyi yüzü, dünyanın iki sûreti...
Beyoğlu`nda keyifli bir gece; içtiğim kadehsin.
Yudumlarken şarabımı, öpüyorum dudaklarından.
Dudağımdaki kadehsin,
İçiyorum seni doyasıya..
Beşiktaş iskelesinden çaresizce seyrediyorum seni;
Seyrim Kadıköy`de iniyor,
Yürüyor umarsızca Bahariye`de; gecenin bir yarısı.
Bir göz, bir bakış arıyor, bulamıyor geçmişten...
Sarayburnu`ndan, eşsizliğini
Seyre daldığımda Ayasofya`ya nazır;
Martıların sesinde duyumsuyor,
Gözlerimle sevişiyorum seninle.
Sanki kendi evimin kara sularıdır Haliç,
Hasköy`den Piere Loti`ye uzanırken hissettiğim koku,
Sevgiliyle içeceğim çayın âdeta demidir.
Haliç`li çayın buğusu, teleferikle Eyüp Sultan`a salınmakta..
Galata Kulesinin üst katından
Seyrediyorum vücudunun en güzel yerlerini..
Prangalı mahremiyetinin `giz`lerini,
Yüreğimin derinliklerinde arıyorum.
Yaşattığın bunca acı, bunca keder;
O eşsizliğini unutturmana yetmiyor.
Bebek`ten Hisar`a uzanan bir pazar sabahı,
Güzelliğin, kahvaltıda bana eşlik ediyor.
Her sevgili,
Sende özdeşleşerek;
Sende onları, onların ruhunda seni görerek;
Yaşıyorum seni `İstanbul`...
Yaşıyorum seni `Sevgili`...
Mart 2007