İtalyan mimar Delfo Seminati’ye, Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa tarafından 1907 yılında Çubuklu sırtlarındaki koruluğun içine bina ettirilen 1000 metrekarelik yapı, “art-nouveau” süsleme üslubuna sahiptir. Mısır bağımsızlığını ilan ettiği sırada, İstanbul’da V.Mehmet Reşat’la görüşmede bulunan Abbas Hilmi Paşa; görevinden alınınca, ailesi ile birlikte İstanbul’daki Hidiv Kasrı’na yerleşir.
Hidiv Kasrı’nın ana girişinin ortasında mermerden bir çeşme vardır. Bunu yapının içindeki diğer çeşme ve havuzlar izler. Kasrın salonları arasındaki bağlantılar, havuzun etrafında daire çizer ve bu daire yalnızca giriş holünde kesilir. Tavansa vitrayla kaplıdır.
Giriş katındaki şömineli salonun üstündeki daire biçimindeki parçada yer alan iki büyük yatak odası; lambrileri, iç tuvalet ve banyoları ile dikkat çekmektedir. Binanın bir diğer özelliği ise; Boğaziçi`nin yarısının seyredilebildiği kulesidir. Hem asansör, hem de merdivenle çıkılabilen bu kulenin balkonlu bir orta katı ve üstü açık bir terası mevcuttur.
Kasır, Hidiv`in 1930`lu yıllarda İstanbul`u terk etmesinden sonra İstanbul Belediyesi`nce satın alınmış, fakat 1937–1982 yıllan arasında pek kullanılmamıştır. Sadece zaman zaman film çekimi için kiraya verilmiş, fakat bu esnada çok hor davranılmış ve hatta yeterli ışık gelsin diye tavandaki çok değerli vitraylar dahi kırılmıştır. 1982 yılında Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından restorasyon başlatılmış; İki yıl süren çalışmalardan sonra 1984 yılında otel, restoran ve kafe olarak hizmete girmiştir.
Günümüzde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Beltur tarafından restoran olarak işletilen Hidiv Kasrı; düğün, seminer ve toplantılara da ev sahipliği yapmaktadır.
Kaynak: 2010 İstanbul Avrupa Başkenti-www.ibb.gov.tr