Asıl İstanbul sayılan bölgenin -eski İstanbul üçgeni- iki tarafı denizle çevrelenmiş olup üçüncü tarafı da kenti tıpkı bir kuşak gibi saran, surların dışına kadar taşan mezarlıklarla doludur. Bu mezarlıklar Yedikule`den Ayvansaray`a, Haliç`ten de Eyüp`e kadar uzayıp giderler. Topoğrafik koşulları nedeniyle surlarla çevrelenmiş olmayan diğer eski kent bölümlerinde ise böylesi kesin belirlemeler yapmak zordur; kentin eski planlarının da gösterdiği gibi, özellikle Pera/Galata`da yoğun yerleşim koşullarından dolayı birçok mezarlık zorunlu olarak kaldırılmıştır. Çok eski bir yerleşim bölgesi olan Beyoğlu`nun gerek batısı (Tepebaşı ve Kasımpaşa yamaçları) gerekse kuzey sınırları (Taksim-Ayaspaşa-Gümüşsuyu) 19. yüzyılın ortalarına kadar büyük mezarlıklarla çevriliydi. Yok olan bu mezarlıkların yerine Feriköy`de, Mecidiyeköy`de ve Zincirlikuyu`da oluşturulan mezarlıklar da eskiden kentin çok dışında kalmalarına karşın, günümüzde Üsküdar`daki Karacaahmet Mezarlığı ve surların dışındaki mezarlıklarla aynı kaderi paylaşmıştır. Karacaahmet Mezarlığı, civarın yüksek bir bölgesine kurularak yerleşim bölgesinden ayrılmışsa da, günümüzdeki yoğun yapılaşma sonucu her yanı evlerle dolmuştur. Aynı durum Beyoğlu`ndaki yeni mezarlıklar için de geçerlidir.
Mezarlıkların kent dışındaki bir bölgede yer alması, Orta Avrupa`da hiç görülmezken, Türkiye`de o zamanlar bir kuraldı. (...) Ölülerin kentin dışındaki bir bölgeye gömülmesi geleneği, yalnızca Müslümanlara özgü bir gelenek değildir: Kentin çevresindeki surların dışında kalan bölgede çok sayıda mezarlık vardır. Silivrikapı yakınlarındaki Balıklı`da bir rum, bir de Ermeni mezarlığı bulunur; bu mezarlıkların yakınındaysa Süryanilere ait bir mezarlık vardır. Diğer bir rum mezarlığı ise Edirnekapı ile Eğrikapı arasında hemen surların yanında yer alır. Tam bu mezarlığın karşısında ve büyük Edirnekapı mezarlığı`nın yanı başında, 1950`lerde İstanbul halk Ekmek Fabrikası yapılana kadar bir yahudi mezarlığı bulunuyordu.
Benzeri mezarlıklara Üsküdar`da da rastlıyoruz: Karacaahmet Mezarlığı`nın kuzeyine doğru Bağlarbaşı Rum ve Ermeni mezarlıklarıyla Kuzguncuk-İcadiye Yahudi mezarlıkları adeta bir bütünün parçalarını oluştururlar. Bu zincir, Boğaz`daki Kuzguncuk ve Beylerbeyi`ndeki Bahribaba Mezarlığı`na kadar uzar gider. (...)
HANS PETER-LAGUEUR
Kaynak: (Hüve`l-Baki / İstanbul`da Osmanlı Mezarlıkları ve Mezar Taşları. Tarih Vakfı Yurt Yayınları. 1997