Vaktiyle bizlerin Apukurya dediğimiz, Rumların Apokriya, daha doğrusu Apokrilas dedikleri, büyük perhizden evvelki eğlenceler, maskaralıklar, geçende yazdığım gibi Şubat ayına tesadüf eder, üç hafta sürerdi.
İlk haftasının adı Kreantini, yani etli. İleride perhize girilecek ya, o hafta bol bol, doya doya et yenilir. Sebze, hamurişi, tatlıyı da istenildiği kadar yemek caizdir.
İkinci haftasının adı Tirint, yani peynirli. Bu müddet içinde de peynirin envaını, tereyağ, kaymak gibi sütlü şeylerin her türlüsü gövdeye atılır.
Üçüncü haftanın ismi Stridia, yani istiridyeli. Bunda istiridye, midye, ıstakoz, çağanoz, karides gibi deniz mahlûkatı, sarımsaklı, zeytinyağlı nesneler, kuru bakla, ıslak bakla silinip süpürülür.
Apukuryanın sonu daima pazartesiye rastlar. O güne Katari Leftera, daha harcıâlemi bakla koran diyorlar. İşte o pazartesi meşhur Tatavla Panayırı yapılır, sular karardıktan sonra paydos olur, Rumlar büyük perhize girerler, 40 gün sonra da büyük paskalya başlardı.
Tatavla, şimdiki Kurtuluş`un bulunduğu semte denilirdi. (...)
Bu inişli yokuşlu kırlar, tarlalar Tatavla panayırının mahşer kesildiği, patırtı gürülütüsü ayyuka çıktığı, tazelere aksederek kulakları uğuldattığı meşhur sahasıydı.
Şurada burada eski püskü, çerden çöpten kahveler, meyhaneler her zaman için mevcud; fakat panayır yaklaştı mı bunların aralarına, yol kenarlarına, sırtların yamaçlarına, o güne mahsus olarak ahşap, etrafı hurda gaz tenekeleriyle kuşantılı, üstleri çadır bezleri ile örtülü bir çokları daha yapılırdı. Çatı saçakları, çıtaları renk renk uçurtma kâğıtları, balo serpantinleri, defne, taflan yapraklariyle süslenir. İçlerinde kahve ocakları, içki tezgâhları, şarap fıçıları, rakı hasırlıları, bira kasaları; tahta peykeler, masalar; dışlarında iskemleler, gene masalar...
Hepsi insanla tıklım tıklım. En fazlasını Rumlar teşkil etmek üzere her milletten, her takımdan, her şekilden mostralar:
Şakakları zülüflü, beli kuşaklı, bol paçalı Tatavla, Yenişehir, Papasköprüsü palikaryaları; pabuç kaşlı, gaga burunlu, pos bıyıklı Feridiye, Elmadağı, Pangaltı ahbarları; vapur dumanı fesli, göğsü çapraz camadanlı, yumurta ökçe şıpıdıklı tulumba reisleri; fiyakalı omuzdaşlar; saltalı, poturlu esnaf; frenk gömlekli, kravatlı kalem katipleri; kürklü yakalı, altın saat köstekli mirasyedi beyler; sırma kordonlu, çifter çifter madalyalı bıçkın hünkâr yaverleri..
SERMET MUHTAR ALUS
Kaynak: (İstanbul Yazıları, İBBKİDBY, 1994 / 19 Şubat 1944)