Yeni çıkacak kitap hakkında bilgi alabilir miyiz?

“Şu anda çıkaracağım kitap deneme türü. Yazdığım yazılar, gazete yazıları. Sakine Korkmaz yayına hazırlıyor, elemeleri de o yapıyor, tamamen ona bıraktım, dizaynı da o yapıyor. Çok hoşuma gidiyor benim zor yapacağım bir şeyi alıp, böyle işi iyi anlayan arakadaşlara bırakarak işi kolaylaştırmak.

Mesela Görkem Yeltan da şarkı sözlerini yazar, yazar olmama rağmen şarkı sözlerini onun iyi yazdığına inandığım için ona bıraktım, hiç müdahele etmem. İki tane söz yazdım. Ben müzikleri çalarım, o üzerine yazar. Ben sezgilerimi müzikle anlatıyorum, yazıları hikayeye döndürüyorum. Albüm de kitap da çok yakında çıkacak.”

“Bu arada bir kısa film yaptım. Çilekli Pasta, bir rum okulunda tek başına kalmış bir çocuk üzerine. 22 dk lık. Müziklerini de yaptım. Vapurlar filminden I love you şarkısını kullandım. Yeni albümde de I love you şarkısının vokallisini kullanacağım belki.

Başka hangi projeleriniz var?

“Dört köşeli üçgen romanını filme almayı düşünüyorum. Senaryosunu Görkem yazdı. Çok söylemek istemiyorum, bir sürü röportajda çekemediğim filmlerin listesi olacak.” Burada gülümsüyoruz, ardından; çekilemeyen film yönetmenlerinin yaşamlarını yitirdikten sonra üzerine yapılan belgeseller ve derlemeler hakkında konuşuyoruz. Ve devam ediyor Güreli:

“İnsanoğlu savaşmaya gelmedi bu dünyada. İnsanları savaşa sokuyorlar ama insanların istediği peynirini ekmeğini yiyip şarabını içmek. Fazla bir şey istemiyorlar. İnsanlara fazla bir şey yüklememek lazım, kara kalemle de yetin, ille de yağlı boya yapmana gerek yok, ille 7 palto almana gerek yok, savaş böyle bir şey. İnsanları buna zorluyor. Çok az paraya çok iyi şeyler çıkarılabilir.”

Çok yönlü sanatçımızın projeleri de bitmiyor. Ardı ardına sayıyor ama hepsini yazamıyoruz, yakın zamanda olacakları bildirelim.

“Şimdi kara film üzerine bir kitap yazıyorum. 26 film seçtim, onların incelemelerini yapacağım, bir de küçük liste vereceğim kara film meraklılarına. Film-noir(karafilm) dediğimiz, benim Gölge'de aslında bir film-noir.

O film de Türkiye'de değerlendirilmedi. İstanbul Film Festivali'nde gösterildi. Montreal Film Festivali'ne seçildi. 4 gösterim yapıldı ve beni davet ettiler, ben param olmadığı için gidemedim. Bu festival Türkiye'de olsaydı yine gitmezdim.

Vapurlar albümü, önemli 100 albüm içinde yer alıyor. Ama Gölge'yi bu kategorideki 100'e koymamışlar, hatta seçilecek 300 arasına bile koymamışlar. Son 3 senedir öyle mektuplar alıyorum ki, hiç bir şeyin boşa gitmediğine inanıyorum. İnsanların yaşarken bazı şeyleri görmesinde fayda var. En azından insan kendine “iyi birşeyler yaptım mı yapmadım mı” diye sorduğunda bir şeyleri anlıyor. Bilen biliyor birşeyleri, o yüzden gözü açık gitmeyeceğim. Ama daha yapacağım çok şeyler var.

Bir de çocuk masalı planladım, yazıyorum ve bir şeyler de çiziyorum. Fakat bir türlü açılmadım, bir yere gittim kaldım orada.”

Cihangir müziği yapan Beyoğlu adamı

Müziğinizi belli bir kategoriye koymuyorsunuz ve kendinizi bir ekole bağlamıyorsunuz. Neden?

“İçinde müzik varsa, notalar sesler çıkarıyorsun, müzik yapıyorsun. Ya da içinden bir şeyler geçiyorsa yazıya döküyorsun. Bir şeyler karalıyorsan resim yapıyorsun. Bunların hepsi bir bütün zaten. Hangi maddeyi ya da aracı kullandığın benim için ikinci planda. Hepsini aynı bütünlükte görüyorum, çünkü hepsine aynı mesefade duruyorum. Benim doğal halim, her şey hayatın içinden ve doğal bir süreçten geliyor.

Bana çok iyi gitarcı demeyebilirler ama kendilerine çok iyi eşlik ettiğimi söylerler. Çok iyi gitarcılar 'senin gibi çalamıyoruz' bile derdi. Ben kendi müziğime bana ait bir şey, benden çıkan 'senfonik rock' diyordum önceden ama şimdi 'cihangir müziği' diyorum. Cihangirden çıkan bir müzik yok ama ben buralı bir adamım. O yüzden bir Bach'da çıkabilir, Aşık Veysel'de.

Kendimi belli bir yere koymadım, hiç bir yere kategoriye de koymuyorum. Beni bir yere koysalar bile ben çıkarırım kendimi, sokağa atarım, bunu tercih ederim. Ben Cihangirli Beyoğlulu bir adamım. Bu sokak aralarında caddelerde dolaşan bir adamım. Herhangi bir kategoriye giremem. Yaptıklarım, ürettiklerim bir yerlere gidiyor, birilerine ulaşabiliyorsa benim için önemli olan o.”

Çok yönlü sanat insanı Mehmet Güreli ile söyleşimize şimdilik ara veriyoruz. Tahmin edersiniz albüm, kitap, film çıktıktan sonra kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Röportaj: Filiz NEBİOĞULLARI
11.12.2014