Heybeyi boşaltıp, paylaşmak... Ayşe Tütüncü - 2

Heybeyi boşaltıp, paylaşmak... Ayşe Tütüncü - 2

Söyleşi Röportajlar Heybeyi boşaltıp, paylaşmak... Ayşe Tütüncü - 2

Ülkemizin önemli müzisyenlerinden Ayşe Tütüncü ile müzik, projeler, kadın müzisyen olmak ve hayata dair pek çok konuda keyifli bir sohbet yaptık.

Ayşe Tütüncü, heybesinde ürettiği ve biriktirdiği değerleri paylaşarak geçmişle günümüz arasında bağ kuruyor ve bu bağa dikkat çekiyor.

Paylaş:

Yorumlar:

istanbul.net.tr Şubat 5, 2015

Yakın zamanda planladığınız yeni projeleriniz var mı?

Bir süredir albüm yapmadığm için çok özledim, kayıt çalışmasını da. Çok konsantre olup son aşamaya gelmese de bir şarkı heybem oluştu. Daha üzerinde çalışıyorum tabii. Bir ara tek piyano albümü ve tekrar bir grup albümü daha yapacağım. Grup albümü; biri şarkılı olmak üzere iki tane olabilir. Yuvarlak orkestraya da devam edeceğiz. Tam tarih vermesem de yakın ve orta vadede gerçekleşecek projeler bunlar.

Yurt dışında ve ülkemizde caz ve klasik müziğe bakış açısı nasıl?

Profesyonel hayatım 1983 yılında başladı. Hollanda'da yapılan ve müzik sektörünün önemli festivallerinden biri olan North Sea gibi bir festivale katıldığımda bir arkadaş şöyle demişti: “Oooo, acayip oldu, siz buna katıldınız ya (Çeşitlemeler'i çaldığımız Piyano Perküsyon grubumla katılmıştık) döndüğünüzde artık krallar kraliçeler gibi karşılanır, Türkiye'nin her yerinde çalarsınız” dedi. Ben de güldüm, o öyle bir şey değil dedim ve anlatamadım. Nitekim döndüğümüzde inanılmaz bir hayat değişikliği olmadı. Sonrasında da bir sürü festivallere katıldım. Hollanda, İngiltere, Almanya, İtalya gibi bir çok ülkede caz festivallerine katıldım. Suriye'de bir caz festivali vardı ona da çağrıldık, buna da çok seviniyorum. 2007 Suriye festivali.

Yurt dışı festivallerine katılmak, tabii ki insanın etrafında bir hale oluşturuyor. Sizin piyasadaki yerinizde bir pırıltı oluşuyor, ama o pırıltı nedeniyle hayatınızda önemli değişiklikler olmuyor. Neden olmuyor? Çünkü Türkiye'deki festival sayısı, mekan sayısı ve benim için daha önemli ve zor olan piyano sayısının az olması ve çok fazla artmaması. Bakıyorsunuz bazen sayılar artıyor fakat artışla birlikte eksilme de yine beraberinde geliyor. Mesela, bir senede üç yeni mekan açılıyor. Siz, “Aaa! Yaşasın, yeni mekanlar var” diye sevinirken, ya yeni açılan mekanlar ya da eski mekanlar kapanarak sayı yine aynı yere varıyor. Böyle sürekli eksi ile artı arasında bir devaran var ve aslında biz aşağı yukarı sıfırın üzerinde bir yerde boğulmadan yüzmeye devam ediyoruz, durum bu.

Ülkemizdeki bu durumu neye bağlıyorsunuz?

Ben kendimde de bunun hissiyatını yaşıyorum. O kadar çok karmaşık olayın ortasında gündelik hayatlarımız geçiyor ki; o kadar çalkantılı bölüntülü parçalı, gündemin bu kadar çok değiştiği ve değiştirildiği, kavraması çok güç bir hayatın içinde ruhlarımız ve bedenlerimiz etkilenerek, o kadar debelenerek yaşıyoruz ki, tüm bunların içinde bunlara rağmen müziğe, sanata hala yer ayırmak istiyorsunuz. Çünkü; sanat insana iyi gelir, insanı iyileştirmek içindir. Ben buna inanarak yapıyorum müziği, sanatı. Ama onu yaptığınız zaman size iyi geleceğini bilseniz de onu yapma anına ulaşmanız gün geçtikçe zorlaşmaya başladı. Ona ayıracağınız vakit, para, bütün bunu organize etmeniz, o ruh sükunetini bulmanız ve kafanızda binbir derdi bir an için sağa sola itip, orada o müziği dinlemeye, o sükunetle varmanız gittikçe zorlaşıyor.

Ben bunu anlıyorum, bu çok anlaşılır bir şey. Ve sürekli de bir değer kaybı. Bir tür hayata gönülsüzlük, hayata inaçsızlığın insana direnç sisteminde yarattığı sarsıntılar bunlar ve o nedenle biraz kayboluyoruz gibi, dalgalanıyoruz gibi oluyoruz. Tabii Türkiye gibi sanat sektörünün sağlam bir şekilde kurulu olmadığı bir ülkede bir şeyler sallandığında önce sanat sallanır. Depremde, sanat sallanır, politik iktidar değişir sanat sallanır, büyük maç olur sanat sallanır, çok yağmur yağar konsere gidilmez. Ne olursa hep müziğe, sanata olur. En azından ben müzisyen olduğum için bunu birebir yaşıyorum.

Bir de biz dünyanın neresinde yaşıyoruz ona bakalım. Çok çalkantılı ve de çok kıymetli bir yerinde yaşıyoruz. Sonuçta İstanbul ve Anadolu gibi bir yerde müthiş bir sükunet ve huzurun olmasının imkanı yok zaten.

Röportajın devamı için tıklayın

istanbul.net.tr

Kare Kod (QR) Uygulaması

Sitemizde yer alan Mekan sahipleri ,etkinlik düzenleyenler, Kare (QR) kodunuzu oluşturun, bilgilerinizi mobil kullanıcılarla kolayca paylaşın. Oluşturduğunuz kare (QR) kodu yazıcınızdan basarak hemen kullanabilirsiniz.

Resime sağ tıklayıp jpg formatında farklı kaydedebilirsiniz.

Herhangi bir yorum yapılmadı ilk yorumlayan siz olun...
Yorumlar yaparak sesini duyur..!

İlginizi Çekebilir

SAYFAYI PAYLAŞIN

Facebook Twitter İnstagram Pinterest Mesaj Email
KAPAT

HAKKIMIZDA

Hakkımızda iletisim Yasal Uyarı Reklam Android Apple
KAPAT