New York`da yaşayan dünyaca ünlü saksofoncu İlhan Erşahin`le müzik yaşamı ve Doublemoon Records`tan çıkan yeni albümü "Wonderland (Harikalar Diyarı)" üzerine söyleştik...
Sizin müziğinizle tanışmamış dinleyiciler için bize biraz müzikal geçmişinizden bahseder misiniz?
İsveçli bir anne ve Türk bir babadan doğdum. İsveç`te büyüdüm. Tam olarak 16 yaşındayken başladım müziğe, Profesyonel olarak ilk kez Bodrum`daki caz kulüplerinde çaldım. Yaz aylarını böyle geçiriyor, kışın da İsveç`teki kulüplerde çalıyordum. Bir süre sonra Amerika`da müzik okumaya karar verip Berklee Üniversitesi`ne müzik eğitimi için kaydoldum. Dört senelik okulu 1,5 sene sonra bıraktım ve hep yaşamak istediğim New York`a taşındım ve buralara geldik.
Amerika`da yaşıyorsunuz, ama sık sık Türkiye`ye de gelip festival ve konserlere katılıyorsunuz. Türkiye`de müzik yapmak nasıl etkiliyor New York`taki müzik çalışmalarınızı ?
Olumlu etkiliyor çünkü özellikle son 4-5 senedir sık gelip çalıyorum Türkiye`de. Burada Laço Tayfa`dan Hüsnü, Nuri ve Mehmet gibi harika
müzisyenler ile tanıştım onlar ile ortak projeler yapmaya başladık. Benim yeni albümüm Harikalar Diyarı`nda Türk müziği kısmını onlar oluşturdu. Mercan Dede ile belki ortak bir şeyler yapabiliriz.
Klasik caz çalarken, kendi müziğinizi yapmaya başladınız. Ve sizin müziğinizde cazın içerisinde Trip hop, drum`n bass, acid-jazz, hip-hop gibi türleri de görüyoruz. Bu geçiş nasıl oldu?
New York ve İstanbul gibi birçok farklı kültürden beslenen yerlerde yaşayınca ortaya çıkan işlerde melez oluyor. Tam olarak bir yöne geçiş yok ben hoşlandığım her türde çalıyorum ve üretiyorum. Yani hayat o gün neler gösteriyorsa nelerden etkileniyorsam öyle üretiyorum...
Bir röportajınızda "bugünün müziği böyle sentezlerden doğacak" dediniz. Sizin öngördüğünüz geleceğin müziğini anlatır mısınız?
Love Trio ve Harikalar Diyarı adlı yeni albümlerim bu söze uygun bir çalışma. Farklı işler yapmak her zaman hoşuma gidiyor.
Harikalar Diyarı (Wonderland) albümünüzde Türk sanatçıları ve geleneksel Türk müziği enstrümanlarından klarinet ve kanunu görüyoruz. "Harikalar Diyarı" projesi nasıl olustu?
Geçen sene Laço Tayfa`dan Hüsnü Şenlendirici ve perküsyoncu Murat Gezgin ile birlikte Amerika`da bir çok eyaleti kapsayan 1,5 aylık bir turnede beraber çaldık, seminerler verdik. Hüsnü gerçekten çok iyi bir müzisyen, ondan çok şey öğrendim Türk müziği konusunda ve biz sahnede birlikte çalmaktan çok keyif aldık, onlar caz müziğine de çok yatkınlar ve çalıyorlar zaten birçok projede sonra Türkiye`de küçük bir turne yaptık Laço`dan Hüsnü Şenlendirici, Nuri Lekesizgöz ve Mehmet Akatay ve benim grubum ile bunun denemesini yaptık ardından bu proje `Wonderland-Harikalar Diyarı` albümüne dönüştü. Bu albümde hem batı hem Türk müziğini birleştirmeye çalışıyoruz.
İtiraf etmeliyim, ilk önce ismi ile beni etkiledi albüm, projenin hangi aşamasında ismi konuldu? Harikalar Diyarı`nın içindeki sürprizler
neler?
Harikarlar Diyarı çünkü aramızda Danimarkalı, İsveçli, Alman ve 3 Bergamalı Türk müzisyen var, farklı renkler ve diyarlar, harika insanlar,
turne de aynı isimle oldu. Yani rüyalar aleminden canlı show yapar gibi.
Son iki albümünüz pek de müzisyenlerden alışık olmadığımız şekilde arka arkaya yayınlandı. Bunun belli bir sebebi var mı ?
Benim için sürpriz değil çünkü albüm olarak çıkmaya hazır 4-5 yeni albüm projem daha var elimin altında, iyi üretim yaptığım bir dönem yaşıyorum.
Love Trio`da New York`lu sanatçılarla, Harikalar Diyarı`nda ise Türk sanatçılarla çalıştınız. Çalıştığınız sanatçıları ve yaptığınız farklı
türdeki müzikleri göz önüne alarak bize bu iki albüm arasındaki farkları anlatır mısınız?
Son dört sene içinde bir çok yeni beste yaptım, bir sürü yeni şey düşündüm yani bundan sonraki çalışmalarımda da bir sürü yeni renkler olacak. İlhan Erşahin tek bir tür şey yapacak biri olmayacak diye karar verdim. Bir yanda kendini sürekli yenileyen Wax Poetic projem, bir yanda Harikalar Diyarı, diğer yanda Türk motifleri veya Love Trio. Benim bir grubum olsun ve ben çalayım demiyorum mesela. Değişik şeyler yapmayı seviyorum. Love Trio albümü için jazzy/house bir çalışma olduğunu söyleyebilirim. Birlikte çalmaktan çok keyif aldığım arkadaşlarım Kenny Wollesen ve Jesse Murphy ile yaptık. Eddie Henderson (trompet) ve Dj Logic (turntables) ve sesiyle de Marla Turner konuk oldular. Toplam yedi parça var. Just, Trying, To, Spread, Some, More, Love. (parça isimlerini yan yana okuduğunuzda: `yalnızca biraz daha sevgi yaymaya çalışmak` anlamına geliyor) Akbank Caz Festivali`nin kapanışında üç ayrı projemle çaldık, bunlardan biride Love Trio konseptiydi ve albümde zaten bu dönemde Numoon etiketiyle çıktı.
Röportajın devamı için tıklayın
Röportaj: Oya Özer