Türkiye`de müzik yapmak zor mu? Hele Türklerin çok az bir kesiminin ilgi gösterdiği caz müziği yapmak?
Her yerde müzik yapmak zor, Türkiye`ye özel bir şey değil bu. Her geçen gün ilginin arttığı da bir gerçek insanlar burada eğlenmeyi ve müzik dinlemeyi seviyorlar, birçok yeni mekan açılıyor, bir şekilde insanlara ulaşırsanız onlarda sizi dinler diye düşünüyorum. Başlangıçta NY`ta da zordu ancak emek vermeden ve sabırlı olmadan sonuç almak mümkün değil. Sürekli farklı projelerimle gelip çalarak zaten katkıda bulunduğumu düşünüyorum. Eskiden sadece kendi grubumla gelip çalardım artık daha kolektif çalışmalarda yapabiliyoruz, Doublemoon sanatçılarıyla mesela Laço Tayfa`dan Hüsnü Şenlendirici, Nuri Lekesizgöz ve Mehmet Akatay ile de çalıyorum, onlarda Amerika`ya gelip çalıyorlar, birlikte Harikalar Diyarı`nı yaptık bildiğiniz gibi. Zaman zaman İstanbul`a gelişimde Bilgi Üniversitesi`nde müzik bölümü öğrencilerine workshoplar yapıyorum.
New York`taki müzik yaşamınız ve çalışmalarınızdan da bahsedelim...
East Village`de Nublu adlı bir klüp ve plak şirketi açtım bir süre önce. Burası yeni projelerime aynı zamanda ev sahipliği yapan ve müziğimi endüstrinin çeşitli kaygı ve baskılarından bağımsız üretmek ve çalmak amacıyla New York`ta hayata geçirdiğim ve Nublu adını verdiğim bir konsept, New York`un önde gelen caz müzisyenlerini kendi müziği ve vizyonu etrafında toplayan bir plak şirketi ve bu projelerin tohumlarının atıldığı, denemelerinin yapıldığı East Village`daki kendine ait bir performans mekanından (cafe) oluşuyor. Hem plak şirketinin ofisi, hem bir bar / kafe hem de performans merkezi gibi düşündüm burayı. New York`un ortasında Manhattan`da bahçeli bir yerde klüp açma fikri inanılmaz ama gerçek, arka tarafı bir bahçeye bakıyor bu çok hosuma gitti. Bir çok müzisyen arkadaşım gelip canlı müzik yapıyorlar. Nublu konseptiyle ilgili yaptığım kayıtlar Türkiye`de zaten diğer albümlerimin de sahibi olan RH Pozitif`in Doublemoon dışında diğer labeli Numoon etiketiyle çıkacak, ilki zaten Love Trio oldu, devamı da gelecek.
En çok nerede (festival, klüp, açık hava konserleri...) çalmayı seviyorsunuz?
En çok Babylon`da, Venue`de, New Yorker`da, Bodrum`da Ankara`da Manhattan`da falan çaldım Türkiye`de... Hepsini seviyorum çünkü farklı şekilde etkiliyor. Küçük samimi yerleri de büyük kulüpleri de seviyorum, küçük yerde iletişim daha hoş ama büyük yerde de aynı anda çok kişiye sesleniyor olmak önemli.
Yeni projeler var mı?
2003`de çıkmasını planladığım 5 albüm projem var. 2003 mart-nisan gibi Türkiye turnesi olacak, gelişmeleri web sayfamızdan takip edebilirler. Trompetçi Eric Truffaz ile biten bir kayıt çalışmam var. Rock/hip-hop/salsa karışımı Brezilyalı bir grup olan Mary Block`un prodüktörlüğünü yaptığı bir çalışmam oldu geçtiğimiz aylarda. Jennifer Lopez ve Celion Dion gibi isimlerle çalışmış Rick Wake adlı bir prodüktör için üç tane pop şarkısı yaptım, ilginç bir deneyimdi. Yeni Wax Poetic albümü kayıtları bitmek üzere sayılır. Harikalar Diyarı projesinin ikincisini yapmak istiyorum, zaten ilkbaharda turnesi olacak. Urban/electronica tarzında Nublu presents the Temple Of Soul Sessions Vol.1 ve 2 adlı yeni albümlerim çıktı burada, yakında Türkiye`de de dağıtımı başlayacak. Yani oldukça hareketli geçiyor günlerim.
www.nublu.net, www.ilhanersahin.com, www.waxpoetic.net
Röportaj: Oya Özer