*İlgilendiğiniz başka sanat dalları var mı?
Tabi. Pek çok ressam arkadaşım var. Resmin de biraz tutucusuyum ben. Ortaçağ resimlerini çok seviyorum. Pastel renkleri çok seviyorum. Mesela, yurt dışına gittiğim zaman, kiliselere gitmeyi çok severim ben. Dini resimleri çok seviyorum ben. Saray ressamlarının yaptığı 10-15 metrelik resimler var. O zamanlar saray fotoğrafçısı yoktu. Kiliselerin üzerindeki uçan melek resimleri ya da mitolojik resimleri çok seviyorum ben. bir de Gogen’ in, Van Gogh ‘un tarzlarını seviyorum.

*Ülkemizde maalesef Jazz çok dinlenen bir müzik değil. Özellikle genç kuşakların Jazz’ ı tanıyıp sevmesi için neler yapılabilir ?
Ben buna katılmıyorum. Ülkemizde jazz aldı başını gidiyor artık. Son derece iyi bir gençlik Türkiye’ de jazz dinliyor. Ne ekerseniz onu biçersiniz. Bu ülkede hiç televizyonlarda jazz programları olmazsa, gazetelerde insanları bilgilendirici jazz yazıları olmazsa, festivaller, konserler olmazsa bu küçücük gençler, taze beyinler, nerden jazz ile ilgili bilgi alacak. Belki bu yazıdan bile etkilenip birkaç kişi jazz ile ilgilenmeye başlayacak. Biz İstanbul dışına çıktığımız zaman, gittiğimiz konserlerde görüyoruz ki gençlerin bir bölümü jazz ile ilgileniyor. Benim TV8’ de cumartesi akşamları bir programım var, Kerem Görsev’ le jazz. Bu sene 5. senesine girdi. Sorular soruyorum, e-mailler geliyor, Diyarbakır, Silvan’dan geliyor. Tunceli’den, Urfa’ dan geliyor. Anadolu’ dan geliyor. Biz bundan çok mutluyuz. TV8’ de iyi destek veriyor. Ben de enerjimi harcıyorum. Bu çok keyifli bir şey.

*Müziğinizi neler etkiler ? Örneğin sevdiğiniz bir ressamın resimleri, şiirler, inanışlar, öyküler, düşünce biçimleri, hayata bakış açınız vs...
Müziğimi tabiat olayları etkiler. Ben tabiatı çok seven bir insanım. Özellikle sevdiğim aylar, nisan, mayıs, eylül, ekim, kasım. Zaten albümlerimde Warm Autumn var, November in St. Petersburg var, I love May var. Ayrıca insan ilişkilerinden, kadın erkek ilişkilerinden etkilenip pek çok şey yazmışımdır. Şimdi kızıma albüm yazıyorum, Existens (varoluş) adında. Doğduğu günden beri ona bazı masallar, bir takım hikayeler anlattım. Bu kızımın varoluşu ile ilgili. O bu dünyaya varoldu. 10 nisanda albüm kayıtlarına başlıyoruz.19 temmuzda da İstanbul Festivali’ nde Existens Proje adında, Lütfü Kırdar’ da konserimiz olacak.

* Müzikte kendini yeterince ifade edemediğini hissettiğin anlar oluyor mu? Böyle anlarda ne yapıyorsun?
Müzikte, sanatta zorlama olmaz. ben bugün illa iyi çalacağım ya da oturayım da bir albüm yapayım diye bir şey olmaz. Arkanızdaki bir güç, ruhani bir şey sizin çalmanızı destekler. Benim her gün gideyim, bir yerde çalayım diye bir derdim yok. Zenginliğimden değil, para için değil. Öyle işler insanın ruhunu bozar ve yaratıcılığını kaybeder. Ama ben tabiattan aldıklarımla duygu buluyorum. Bulamazsam piyanomun kapağını kapatırım hiç zorlamam. Müzik sipariş üzerine yapılmaz. Bir şeyden etkilenip yapılır. Tüccar değilim ki, biri bana 3 metre kumaş veriyor git bana pantolon dik diye. Yahut sana bir şey gösterelim, buna 18 saniyelik cıngıl yap. Ben cıngıl yapamam. Ben ticaret müzisyeni değilim. Bunu küçümsediğimden değil. Çok başarılı bir şekilde bunu yapan insanlar var. Ama benim kulvarım değil, ben haddimi bilirim.


Röportaj: Filiz Küçük