İstanbul kentinin bir yazar olarak en büyük kaynağınız olması dışında sizin için yeri nedir ?
İstanbul, hayat demek. Birkaç aylığına kazıya ya da yolculuğa gitmenin dışında başka bir yerde hiç yaşamadım ben. Bu kentin dışında, bambaşka bir insan olacaktım ben. İnsanları, toplumları, yine kendi kurdukları yerleşimler biçimliyor. Yazdıklarımı biçimlemeden, yazacaklarıma konu olmadan çok önce benim yaşama biçimim haline gelmişti zaten İstanbul. Aslında çok yakın, çok özel bir ilişki bu; bir çeşit evlilik gibi. Onun zamanlamaları, onun tercihleri, onun cilveleri, onun çekilmezlikleri var hep hayatımda. Kendimi doğal olarak ona göre de hayal ediyor, ona göre de konumlandırıyorum. Her gittiğim kentte İstanbul gözlüklerimi çıkarmak için çaba göstermek zorunda kalıyorum. New York`ta gizli Bebek koyu, Paris`te Cağaloğlu kokan sokak araları, Seattle`ın Boğaziçi`ni yansıtan ışıkları... Bu gözlüğü çıkarmak hiç de kolay değil.
Yayın yönetmenliğini sürdürdüğünüz Günışığı Kitaplığı`yla birlikte ülkemiz çocuk ve gençlik yazınına yepyeni ve çok farklı kıstaslar getirdiniz. Biraz yayıncı kimliğinizden söz eder misiniz ?
Toplumsal sığlığımızın, araştırma tembelliğimizin, okuyamama özrümüzün üstesinden geleceğimize inanıyorum. Bu uzun yolun en başından başlamak gerektiğine inandığım için yayınevimiz çocuk ve gençlik kitapları üzerinde uzmanlaşmayı seçti. Çocuklarımız, gençlerimiz için her açıdan (konusuyla, karakterleriyle, diliyle, kurgusuyla, kapağıyla, kokusuyla, deseniyle, yazı karakteriyle) ellerinden bırakamayacakları kitaplar yapar ve onları birbirleriyle buluşturmayı başarırsak, günün birinde yetişkin okurların sayısı çok artmış olacak. Biz derin bir soluk alarak dibe daldık. Daldığımız bu eşsiz derinlikte daha uzun bir süre üretmeyi sürdürmek istiyoruz.
Okullarda çocuklarla interaktif etkinlikler gerçekleştirdiğinizi biliyoruz. Ne tür etkinlikler bunlar; "İstanbul Masalı" için de programınız var mı ?
İki tür program yapıyorum okullarda. Birinci grupta kültür tarihimize ilişkin "İstanbul Masalı" ve "Anadolu Kültür Tarihinde Zaman Yolculuğu" gibi seminer programları var. Bu etkinliklerde benim dia eşliğindeki sunuşlarım sonrasında çocuklarla dinledikleri üzerine tartışıyoruz. İkinci grup, farklı yaş gruplarıyla gerçekleştirdiğim "okuma üzerine sohbet" programları. Çocukların gerçek okuma eğilimlerini belirlemelerini ve bu konuda karşılarına çıkan sorunlarla baş edebilecekleri ipuçlarını sağlayan heyecanlı bir etkinlik türü. Okul programlarımda en çok, çocukların düşünsel bir aktivitede bulunurken sıkılmayabildiklerinin farkına varmalarına seviniyorum. Bu, ileride çok işlerine yarayabilir.
İstanbul MasalıMine Soysal / Günışığı Kitaplığı / 104 sayfa
"Her kentin bir masalı vardır. Her kentin olduğu gibi, İstanbul`un da bir masalı var. Hem de çoğumuzun hiç dinlemediği, yüz binlerce yıllık bir masal.
İstanbul`un tarihöncesinden günümüze 300 bin yıllık masalını, çocuk ve gençlik kitaplarıyla tanınan arkeolog yazar Mine Soysal anlattı, minyatür tadındaki desenleriyle Betül Sayın canlandırdı.
Çamlıca Tepesi`nden Tarihi Yarımada`ya, Haliç`e, Galata`ya, Beşiktaş`a, Boğaziçi`ne ve kentin üstünde Maslak`a doğru yükselen gökdelen dizilerine bakıp, başından bugüne dek kentin sahne olduğu tarihi, bir film gibi seyretmeli.
(Arka Kapak)
Röportaj: ÖZLEM ÖZYURT