Ünlü orkestra Cameristi Della Scala’yı ilk kez bir Türk Şef yönetiyor

Ünlü orkestra Cameristi Della Scala’yı ilk kez bir Türk Şef yönetiyor

Söyleşi Röportajlar Ünlü orkestra Cameristi Della Scala’yı ilk kez bir Türk Şef yönetiyor

Teatro alla Scala opera sanatı ve opera tarihi için sihirli bir sahne… O sahne tozunun büyüsü La Scala orkestrasının müzisyenlerinin kurduğu Cameristi Della Scala orkestrasıyla Cemal Reşit Rey’e geliyor.

Paylaş:

1 Yorum:

istanbul.net.tr Nisan 20, 2017

Orkestrayı yönetecek şefimiz Hakan Şensoy’la kariyerini, La Scala büyüsünü, 24 Nisan gecesi ve daha fazlasını www.istanbul.net.tr için konuştuk. Şensoy, halen İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı'nda Yrd.Doçent unvanıyla öğretim üyeliğini sürdürüyor.

Dünya prömiyeri de yapılacak

Riccardo Muti’den, Daniel Barenboim’aya dünyaca ünlü şeflerle çalışan Cameristi Della Scala, ilk kez bir Türk Şef eşliğinde performans sergiliyor olacak.

Orkestra, konserin ikinci bölümünde ünlü bestecimiz Münir Nurettin Beken’in Klasik Kemençe için İkili Konçerto’sunun dünya prömiyerini de gerçekleştirecek. Bu bölümde orkestra, kemençe sanatçılarımız Derya Türkan ve Hatice Doğan Sevinç’e eşlik edecek.

Özellikle Verdi'nin 200’ncü yaş günü kutlamaları çerçevesinde meşhur New York Carnegie Hall’da gerçekleştirdikleri performanslarla büyük ilgi gören orkestra, Paris’in ünlü Salle Gaveau salonundan Buenos Aires Coliseum’a kadar dünyanın en prestijli salonlarında sayısız konserler verdi. Orkestra ayrıca, Milano şehrine kazandırdığı uluslararası saygınlıktan ötürü 2012 yılında ünlü Isimbardi Ödülü’nü de aldı.

Öncelikle Cameristi della Scala ilk kez bir Türk Şef ile performans sergiliyor olacak; sadece Cameristi della Scala değil, ünlü La Scala sizin için neler ifade ediyor?

La Scala... Dekorcusundan prima donnasına, opera sanatıyla uğraşan herkesin, belki de en büyük hayalidir Teatro alla Scala. Opera tarihinin altın harflerinin yazıldığı belde, librettoların sahne tozuyla aşk yaşadığı, insan sesinin en kutsal değer olduğu bir tapınak olduğu söylenebilir.

Viyolinist Sholomo Mintz’den, viyolonsel virtüözü Raphael Walfisch’e, piyanistimiz Fazıl Say’dan, Japon- Amerikalı keman sanatçısı Ryu Goto’a kadar ünlü solistlere eşlik ettiğinizi biliyoruz; peki size ilk büyük heyecanı yaşatan kim olmuştu?

Gerek orkestra şefi, gerek oda müziği partneri ve gerekse baş kemancı olarak hatırlayamadığım kadar çok büyük sanatçıyla müzik yapma olanağım oldu. Geçmişte ve bugün bana en büyük heyecanı yaşatan sanatçıların, yarattıkları tanrı parçası sanatlarından kendi payıma bir şeyler öğrenerek, sanatçı/insan olarak gelişmeme katkısı olanlar olmuştur. Sahnelerden uzak kalacağım güne değin de bu anlayış ışığında aydınlanarak gelişeceğime inanıyorum.

Kültür-sanat günümüz vahşi kapitalist dünyasında sadece harcama kalemi

Ülkemizin kültür sanat nefesi gittikçe daralıyor; tüm bu tablo içinde Klasik müzik için sizce ne kadar yer kalıyor?

Sanat olgusunun tık nefes durumunun sadece ülkemizle sınırlı olmadığını düşünüyorum. Uygar dış dünyada dahi sanata yönlenen ilginin azaldığını üzülerek takip ediyorum. Unutmayalım ki; belli bir kültür, görgü/bilgi seviyesini yakalamış kitlelerin anlayabileceği/sevebileceği bir meta hakkında konuşuyoruz. Acaba sözünü ettiğiniz bu nefes daralmasında biz sanatçıların da bu güne değin geçen süre içerisinde halk tabakalarına kendimizi yeteri kadar ifade edememe kusurumuz olabilir mi? diye de sorguluyorum. Arzı olmayan bir olguyu devam ettirebilmek haliyle çok zorlaşıyor. Kaldı ki, kültür-sanat günümüz vahşi kapitalist dünyasında sadece harcama kalemi olarak görülüyor. Maddi getirisinin giderine göre son derece cüzi olması, ülkemizde özel teşebbüslerin ilgisizliği, devletin uzaklaşması, günümüzün üzücü ortamının oluşmasında etken olmuştur diye düşünüyorum.

Müzik ve psikoloji ilişkisi araştırmaları Klasik müzikle ilgilenenlerin yeni deneyimlere açık ve sözel becerileri kuvvetli kişiler olduğunu söylüyor; siz kendinizi nasıl tarif edersiniz?

Ben aklını ve kalbini çıktığı sahneye adamış, yorumladığı eserler karşısında daima hayranlık beslemiş basit bir müzik severim. Yeni deneyimlere açık ve sözel becerileri güçlü kişiler olduğumuz fikrine tamamen katılıyorum. Ekleyebileceğim, sözel beceri yanında matematik felsefesinin de yaptığımız iş konusunda belirleyici bir özelliği olduğudur. Yorumcu olarak bu üç ögeden birini bünyenizde barındırmıyorsanız, yönettiğiniz/çaldığınız müzik yenilikten uzak kalan; karşınızdakini ikna edemiyorsanız, kişiliğinizi aktaramadığınız, bestecinin partisyon dehasını çözemiyorsanız, sopanızın ucundaki noktaya hapsolmuş, çağlamayı bekleyen durağan bir su birikintisidir.

Bir keman sanatçısı, akademisyen ve Klasik müzik dinleyicisinin iyi tanıdığı bir orkestra şefi olarak genç Klasik müzik yıldızlarımızı takip ediyor musunuz?

Yakından takip ediyorum

Bir Orkestra şefi olarak her enstrümanı çok iyi duyduğunuzu tahmin edebiliriz; peki farklı türlerde size cazip gelen enstrümanlar hangileri?

Piyano ve korno özel beğenim olan çalgılar.

24 Nisan gecesi bestecimiz Münir Nurettin Beken’in Klasik Kemençe İçin İkili Konçerto’sunun dünya prömiyeri gerçekleşiyor olacak; Beken’in eserini bir müzisyen olarak ve duygu olarak nasıl tarif edersiniz?

Beken tam anlamıyla İstanbul'dur...

Röportaj: Cenk Erdem
Editoryal: www.istanbul.net.tr
17.04.2017

istanbul.net.tr

Kare Kod (QR) Uygulaması

Sitemizde yer alan Mekan sahipleri ,etkinlik düzenleyenler, Kare (QR) kodunuzu oluşturun, bilgilerinizi mobil kullanıcılarla kolayca paylaşın. Oluşturduğunuz kare (QR) kodu yazıcınızdan basarak hemen kullanabilirsiniz.

Resime sağ tıklayıp jpg formatında farklı kaydedebilirsiniz.

Güzel söyleşi
Yorumlar yaparak sesini duyur..!

İlginizi Çekebilir

SAYFAYI PAYLAŞIN

Facebook Twitter İnstagram Pinterest Mesaj Email
KAPAT

HAKKIMIZDA

Hakkımızda iletisim Yasal Uyarı Reklam Android Apple
KAPAT