19.yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı sultanlarının Topkapı Sarayı`ndan Boğaziçi`nde yaptırdıkları görkemli saraylara taşınmaları ile başlar Feriye Karakolu`nun öyküsü... Beşiktaş`tan Ortaköy`e uzanan Dolmabahçe , Çırağan Saraylarının bir bakıma son noktası olan Feriye Karakolu, dönemin Osmanlı Mimarisinin ilginç örneklerinden biridir. 1995 yılında Kabataş Eğitim Vakfı tarafından restore edildikten sonra , bugün Feriye Lokantası olarak, Boğaziçi`nin bu müstesna köşesinde geçmiş ile geleceğin buluşma noktasını oluşturuyor.
Yazlık ve kışlık iki ayrı mekanda A La Carte Restaurant olarak hizmet veren Feriye Lokantası, yaz aylarında yemekte 400 kişiye, kokteylde 1000 kişiye; kış aylarında yemekte 80 kişiye, kokteylde 120 kişiye hizmet verecek kapasitededir.
19.yy Osmanlı Mimarisi Klasiği Feriye Karakolu, Boğaziçi`nde ağırladığı misafirlerini ister istemez geçmişe götürüyor. Aynı zamanda da günümüzün damak tadına yönelik otantik mutfak kültürünü de post modernist bir anlayışla evrensel boyutlara taşıyor. Feriye Lokantası, ülkemizde 14-15 yıl önce başlayan Osmanlı mutfağına doğru yöneliş ve araştırmaların birikim ve değerlendirmelerini, akademik bulgulara dayanarak üretilen yemekler ile misafirlerine sunmaktadır.
Feriye Lokantası, mönülerini mevsim şartlarına göre düzenlemekte; tabiatın doğal şartlarda ( organik ) sunduğu her türlü gıda malzemesi, süresi boyunca kullanılmaktadır. Çünkü otantik mutfak kültürünü temsil etmenin ilk kuralı mönülerin mevsimlere göre planlanmasıdır. Mönülerde, 12.yy -14.yy veya 19.yy`a ait eski geleneksel yemek reçeteleri, teknikleri özelliklerine sadık kalınarak çağdaş bir anlayışla sunulmaktadır. Mönümüzde, bir 14.yy klasiği olan asma yaprağında pastırma sunulduğu gibi mitolojik yemek pişirme tekniklerden biri olan yağda mantı da, çam fıstıklı balık içi ile doldurularak biber taratorunda sunulmaktadır. 15.yy tekniklerinden safranlı kalkan balığını ızgarada pişirerek; kireç kaymağında kabak lokmasını ise ahududu ezmesi ile sunuyoruz.
Park Yeri Var
Kredi Kartı: Bütün Kartlar Gecerli