Bu tiyatronun dehlizlerinden bir hikaye. İnsanları yüzyıllardır korkutarak uzaklaştıracak kadar karanlık, acımasız ve uğursuz bir hikaye. Hayır, sadece bir hikaye de değil, kefareti ödenmemiş bir karşıt hikaye: daha çok insan denen mahlukların sirkinde dehşetle büyüyen ve şok eden bir çığlık.
Genç yazar Olga Bach, absürt yüzyılımızın tam ortasında, korkunç bir adamın efsanesine sihirle dokunuyor. Nümayişlerin, buhranların ve teslim olmuş mantığın çağında, Shakespeare’in Titus Andronicus’undaki canavarca ruhunu ve kurgusunu yakalayıp, onu ve karakterlerini yeniden canlandırıyor.
Hayallerimizin sınırlarını zorlayan yönetmen Ersan Mondtag ile birlikte, Olga Bach, canavar ruhlu bir Romalıyı, her şeyin kapitalizm mezbahasında alınıp satıldığı, müteahhitlerin ve sığır tüccarlarının dünyasına hapsediyor, tıpkı vahşi bir katliamın çözümlemesi gibi, hırsızlığın, ihanetin, sapkınlığın ve yamyamlığın hikayesini günümüz diliyle anlatıyor.
Zevk korkunun yerine geçince kendi taklidine dönüşüyor. Medeniyet ve sanat ne kadar uğraşsa da, dil hepimizi suçlu ilan eden acımasız ve manasız bir kanun haline geliyor. Sonunda korku kendisiyle alay ediyor – ve biz onu kendi içimizde yeniden deneyimliyoruz.
Shakespeare’in Titus Andronicus’undan uyarlanmıştır.